RED Takımı için sıradan bir gün, Medic masasında oturup savaşın yaklaşmasını bekliyordu. Oh, daha çok zaman vardı ve zaman geçmiyordu Medic için. Karnı guruldarken neden kahvaltıya gitmemek için Heavy'e inat ettiği için kendine küfretti.

Sonra Archimedes masasına gelip başını Medic'e sürttü ve Medic " Ah, Archimedes, nasılsın? Sence de çok boş bir hayat yaşamıyor muyum şu anda?" dedi Medic elleri ile suratını yorgunca o ovarak. "Coo?" "Biliyorum, geri dönersem beni öldürürler tamam ama- Cümlesini bitirmeden Heavy içeri dalar ve Medic'in sandalyesinden kayarak düşmesini sağladı ve "Doktor! Sana sandviç getirdim! Doktor?" İçeriye birkaç adım daha attı ve " Schweinhund!" Medic kafasını yerden kaldırıp Heavy'e öldürücü bir bakış attı. Heavy gergin şekilde güldü ve " Doktor özür dilerim! Sadece kahvaltıya gelmedin ve senin için sandviç yaptım!" elindeki sandviçi yukarı doğru kaldırıp Medic'in yanına gelerek. Heavy Medic'in kalkması için elini uzattı ama Medic Heavy'nin eline vurdu. Heavy suratını astı, Medic içten içe pohpohlanmıştı aslında, kendisini düşünen biri olduğu için. " Ehh, danke Heavy. Düşündüğün için sağ ol ama kapıyı çalabilirdin." dedi Medic sandviçe bakış atarak. "Önemli değil Doktor! Kapıyı çalmayıp seni korkuttuğum için üzgünüm, hah!" dedi Medic'in korkup düşmesine gülerek. "Korku bir reflekstir dumpkoff! Ve eğer işin bittiyse gidersen sevinirim." Kaba olmak istemezdi, özellikle Heavy'e ama kendine zaman ayırmak da istiyordu. "Sanmıştım ki- Şey, peki Doktor. Savaşta görüşürüz." Dedi Heavy başını eğip kapıdan çıkarak. Medic Heavy'nin ardından kapıyı kapadı ve masasına geçip oturdu. Eline sandviçi alıp bir ısırık alırken fısıldayarak dedi ki" Üzgünüm Heavy."

Savaşın başlamasına az kalmıştı. Herkeste sinirler maksimum derecedeydi, hele Soldier'a bulaşan dahi yoktu. Scout zaten yerinde duramayıp herkese laf atıyordu, zaten savaşta ölmese kendi takımı tarafından boğulacaktı. Bir kenarda Engineer elinde birası ile Demo ile takılıyordu. O zaman lafımı düzelmek gerekecek, Engineer ve Demo dışında herkeste sinirler maksimumdu. Medic eline Medigun'ını alıp beklemeye başladı. Her şey yolunda gidecekti, her zamanki gibi bir gün olmalıydı. Spy etrafı karıştıracak, Scout zıplayacak, Soldier bağıracak ve herkes "MEDİC!" diye bağırıp duracaktı. "Hey doktor, bu gün sende bir şeyler var gibi." Elindeki şişeyi uzatarak "İster misin?" dedi Engineer. Takımdaki en normal kişi sayılabilirdi Dell. Elini kesip yerine silah takmasını çıkarırsak. Medic'in takımda konuşmayı sevdiği nadir kişilerden biriydi Dell, ama şu an ona bile hali yoktu. "Ah, hayır. Maçtan önce içmiyorum ve hayır, hiçbir şeyim yok. Teşekkürler Herr Engineer." Dedi ve ayağa kalkıp Dell'in yanından uzaklaşıp kenara çekildi. Ardından Pyro Dell'in yanına oturup "Hudda huda hu?" " Evet ateş böceği, bir şeyler var ama ne olduğunu göreceğiz hepbirlikte."

Savaş başlayalı yarım saat olmamıştı ve RED Takımı oldukça öndeydi ve BLU Takımı respawn dan çıkıp çıkıp duruyordu. Takımlarının Scout'ı evrak çantasını son hızıyla kendi takımının yerine götürüyordu. Medic BLU'nun Scout'ını tüm el boyunca görmediğine şaşırmıştı. Ama sesini çıkarmadan Heavy ile herkesi öldürüyorlardı. İkisi de halinden memnundu ve birden Medic daha bağıramadan BLU Spy görünür olarak Heavy'i sırtından bıçakladı. Medic yalnız başına kalmıştı ve etrafa silahı ile rastgele ateş ediyordu BLU Spy'ı bulmak için. Sonra birden Yönetici " Red Takımı kazandı!" dedi ve Medic rahatlamıştı. Sonra BLU Takımı'nın tarafında olduğu aklına geldi ve soğuk soğuk terlemeye başladı. Ve hemen otların arasına saklanmaya kalkıştı ama ceketinden bir elin tuttuğunu hissedine bağırmaya başladı ve "Bırak beni seni schweinhund! Seni öldü- Cümlesini bitiremeden BLU Soldier eli ile Medic'in ağzını tıkadı ve "Siz bizden birini aldınız ben de seni alıyorum cupcake!" dedi Medic'i sırtlayıp kendi takımının yerine onu taşırken.

Sözde normal bir gün olacaktı. Medic tekrar hayatından nefret etti.

A/N : Merhaba! Bu benim hayatımda yazdığım ilk fanfic oluyor :D Evet, tahminimce Türkiye'de pek TF2 hayranı olduğunu sanmıyorum. Ama belki birkaç kişi bulurum diye yazmak istedim. Bazı sorunlar oluyor, oyundaki ana dil İngilizce olduğu için. Ama elimden geldiği kadar düzgün yazmaya çalışırıyorum. Eğer okuyorsanız yorum yazarsanız çok sevirim, belki tanışırız bile.

Ve bu hikayede ship ana konu olmayacak ama sadece ip uçları vereceğim. Yakında görüşmek üzere!