Güzel bir kır evinde, güzel bir yaz gecesiydi. Kızıl, dalgalı saçlı, parlak yeşil gözlü bir kız, Lily Evans, pencerenin kenarına oturmuş, düşünüyordu. Okulun başlamasına yalnızca 7 gün kalmıştı, okula dönmesine yalnızca yedi gün. Tatili çok sevmesine rağmen, Hogwarts'a, yani 5. yılını tamamladığı biricik okuluna dönmek için sabırsızlanıyordu. Tüm eşyaları (sandığı, kazanı, cüppeleri, kitapları) üst üste yığılmış bir şekilde dolabın yanında duruyorlardı, sadece elinde kalın bir "İleri Düzey Biçim Değiştirme" vardı.

Hafif bir meltem saçlarını dalgalandırdı. Okulun başlamasına yalnızca yedi gün vardı, ve iki en iyi arkadaşı, şu an onu evindeydiler: Shelly ve Harpy. Shelly ile neredeyse bebeklikten tanışıyorlardı, ikisi de Hogwarts'a çağrıldıklarında daha fazla sevinemezlerdi. Harpy ile 1. sınıfta tanışmışlardı, o zamandan beri çok yakındılar.

"Kız kardeşin-tam-bir moron!" dedi Shelly, Lily'nin odasının kapısını hızla çarparak. "Bana neden bu kadar gıcık olduğunu bi' anlasam!" Açık sarı saçlarını elleriyle iterek bir koltuğa oturdu. "Sakin ol!" dedi Harpy o sırada içeri girerek. Elinde üç tane buzlu çay vardı. " Bir hafta kaldı, sonra Hogwarts'a geri dönüyoruz." Shelly "Ona bir gün bile katlanamam sanırım." Dedi burnundan soluyarak. Lily, kızıl, güzel kafasını salladı. " Bu ara evlenecek ya, daha bir gıcıktır." "Evlenecek mi?" Shelly dehşete düşmüş bir şekilde başını salladı. "Onunla evlenecek olan zavallıya çok acıyorum." Lily sırıttı. "Onu tanısan, Petunia'ya acırdın."

O sırada, açık pencereden içeri, bir baykuş girdi, ve mektubu Harpy'nin ellerine bırakarak dışarı çıktı. "Bu Potter'ın baykuşu!" dedi Lily şaşkınlıkla. Harpy hafifçe kızardı. "Şeyy, evet. Ama James'e bir şey yazmıyorum, aslında bu-bu Sirius'tan." "Sirius'tan mı?"diye bağırdı Shelly. O ve Lily bakıştılar, Harpy bu konudan hiç bahsetmemişti. "Ah, evet." Dedi Harpy. "Bakın, Siriusla ben…yani bi çeşit…" "Çıkıyor musunuz?" diye sordu Shelly. Harpy başını salladı. "Siriusla mı?" dedi Lily kendine hakim olamadan. "Yani, bildiğimiz Sirius Blackle? Şu Bay-Kendini-Beğenmiş ile?" "Aslında o, hiç de kendini beğe…" Shelly, Harpy'nin sözü kesti. "Bize bundan bahsetmemene inanamıyorum! Ne zamandır?" "Yaz başından beri." Shelly ellerini açtı "NE?" Lily'ye sabırsız bir bakış attı. "Bakın, sinirlenmeyecekseniz, size her şeyi anlatırım." Dedi Harpy. Lily ona baktı, sonra başın salladı. "Sinirlenmeyeceğiz." Shelly'ye susmasını söyleyen bir bakış attı, Shelly sinirle bacak bacak üstüne atarak oturdu.

"Yaz başında… bir gün, Sirius bana bir mektup gönderdi, ne yaptığımı, nasıl olduğumu falan soruyordu. Ben de-eh- biraz dalga geçtiğini düşündüm, Sirius Black olduğu için, ve ona... benle dalga geçmemesini söyledim. Ama cevabı yine de çok nazikti-çok şekerdi-ve çok içtendi. Bana yazdı, her gün, günde birkaç kere-ben de ona geri yazdım. Ortada hiçbir şey yoktu, ta ki…şey, Sirius bizim eve gelene kadar." "Sizin…eve mi?" dedi Shelly. Harpy kızardı. "Eh..evet…birden, bir gün geliverdi. O gün Londra'da dolandık, çok saçmaydı, Mugglelar gibi, ama yine de çok eğlenceliydi. Akşam, biraz-geç kalmıştım, ama Sirius beni eve kadar götürdü, o da geç kalmıştı, ve annesi tam bir cadı- neyse yine de beni eve bıraktı ve…" "Öpüştünüz mü?" diye sordu Lily. "Eh…biraz..yani-evet. Bunu neden yaptığımı, onun neden yaptığını anlamamıştım, kendiliğinden oluverdi işte. Sonra, onu... onla buluşmaya başladık, annemler biraz kızıyorlardı, eve geç kalıyorum falan diye, ama Sirius'un ailesi çıldırmıştı, annesi, benden nefret ediyor gibiydi, evlerine gittiğimde…" Shelly Lily'ye baktı "evlerine mi? Sirius'un evine mi!" diye fısıldadı gözleri fal taşı gibi açılarak, "bana bağırdı, çağırdı-pek…pek hoş şeyler demedi, safkanlıkla ilgili bir şeyler söyledi. Oradan ayrıldığımda çok üzgündüm, sonra ondan sonraki gece… Sirius'tan mektup geldi-Jameslere taşındığını söyledi, ailesiyle kavga ettiğini falan. Yaz tatilini orada geçirecekmiş, sonra da kendi evine taşınacakmış. Benimle ilgili olmadığını, sadece bunun bardağı taşıran son damla olduğunu söyledi.Şey, o zamandan beri görüşemedik ama…" Arkadaşlarına baktı, her ikisi de alabildiğine şaşırmışlardı. "Size söyleyecektim, ama pek kesin bir şey yoktu-ve-ben Sirus'u onaylamayacağınızı düşündüm." Lily başını kaşıdı. "Eee, peki Condal'a ne oldu?" "Onla ayrıldık-zaten bunu biliyordunuz." Shelly başını salladı, Lily ona döndü, Harpy ikisine umutla baktı. "Sanırım, kızmak fayda etmez Shell." Dedi Lily gülümseyerek, Harpy de rahatlamışçasına gülümsedi. "O zaman detayları öğrenelim bakalım." Dedi Shelly, bağdaş kurarak. "Ee, Sirius Black nasıl öpüşüyordu?"