Gabriel hiç bir zaman bir savaşçı değildi o bi elçi ve haberci idi babası hiç bir zaman onu savaşması için yaratmamıştı. Baş melek olmasına rağmen her zaman 3 abisine göre çok zayıftı. Ama hiç biri bunu yadsımamıştı. Bunun yerine küçük kardeşlerine hep göz kulak olmuştu.

Gabriel acı çekerek uyanmıştı. ağzından sızlanma benzeri seslerden başka bir ses çıkmadı. Başında hissettiği elle boğuk çığlıklar atıp panikle gerildi. Bir ses shhh sorun değil gabi güvendesin buradayım buradayım dedi. Gabriel duymuyor gibi idi çığlıklar atıyor titriyordu. Ses yavru kuş gözlerini aç bana bak dedi nazikçe. Gabriel tanıdık lakapla irkilmişti. Hala titremesine rağmen bağırmayı bırakmış gözlerini açmıştı. Gördüğü ile sızlanma benzeri bir ses çıkarmıştı. Chuck üzgünce baktı merhaba yavru kuş dedi yanağını okşayarak.

Gabriel kollarına attı kendini hıçkırarak ağlayamaya başladı. Chuck sorun değil sorun değil güvendesin iyi olacaksın bir daha kimse sama dokunmayacak söz veriyorum dedi. Gabriel başını babasının omzuna gömmüştü hıçkırarak ağlıyordu. Chuck'ın onu sakinleştirmesi uzun bir zaman almıştı. Gabriel gevşemiş bir şekilde ona sarılmıştı. Chuck şimdi artık vücudunla ilgilenelim tamammı dedi. Gabriel sessizce başını salladı. Chuck sonraki saatlerini onun vücudunu tedavi ederekyıkayarak geçirmişti. O piçin oğluna yaptıklarını henüz anında iyileştiremiyordu ama zaman alsa bile bunu düzeltecekti ne olursa olsun.

Chuck Gabriel in uyuduğundan emin olduktan sonra odaya uyandığı an haberi olması için bir kaç koğuş ekleyip evden çıktı. Oğullarının birbirlerini yönetmeye çalışmasından bıkmıştı ve bunun bi daha olmaması için ne gerekiyorsa yapacaktı.