Dakota Milton ve Mike Smith iki ünlü insanlardı. İkisi birbirlerine aşıklardı ve bir gün çıkmaya karar verdiler ama ilişkileri asla istedikleri gibi gitmedi.

Paparaziler onları sürekli takip ediyordu ve birbirlerine vermek istedikleri değeri sahte bir şekilde veriyorlardı. İkiside bu durumdan rahatsızdı ama bir gece onlar kendilerine huzur verebilecek bir yer buldular.

Dağ taraflarında bir vadiydi. Orada oturuyorlarda ve yapmak istediklerini yapıyorlardı. Çift çok mutluydu ve bunun hep devam edeceğini düşündü. Bu durum hep devam etti.

Bir akşamı yine her zamanki gibi dağ tarafındaki vadiye gittiler.

Dakota ve Mike yerde yatıyorlardı ve yıldızlara bakıyordu.

Dakota: Bu gece çok güzel.

Mike: Evet, keşke her günümüz böyle güzel olsa.

Dakota: Keşke ama paparaziler bizleri asla rahat bırakmıyor. Bundan nefret ediyorum!

Mike: Me too...

Daha sonra Mike iki yıldızın yan yana olduklarını farketti.

Mike: Bak, şu iki yıldız birlikte duruyor.

Dakota: Aww bu çok tatlı.

Mike: Acaba bu kutup yıldızı mı yoksa küçük ayı yıldızı mı?

Dakota: Bilmiyorum ama birlikte çok mutlu görünüyorlar.

Mike: Tıpkı bizim gibi.

İkili birbirlerine gülümsediler.

Dakota: Hey, yıldızlar diyince aklıma bir şarkı geldi. Açmamı ister misin?

Mike: Suree!

Dakota son model telefonunda "Reflections" şarkısını gösterdi.

Mike: Aww, çok tatlı bir şarkı acaba bu şarkının hikayesi var mıdır?

Dakota: Pekala sanırım var. Gerçek mi bilmiyorum ama bize benzeyen bir çift sürekli yıldızları izlemeye giderlermiş ve çok eğlenirlermiş ve ikiside bir gün o yıldızlarla beraber olmak istediklerini söylerlermiş ta ki bir gün adamın sevgilisi ölüyor ve adam depresyona giriyor ve sevgilisinin öldüğü gecede gittikleri yere gidiyor ve sevgilisiyle yaptığı yıldız benzetmesini hatırlıyor ve gülümseyip "Senin yanına geliyorum" diyerek kendini öldürüyor.

Mike: Vay, bu çok üzücü ama en azından birbirlerine sahipler.

Dakota: Evet, bu şarkı aslında o ölen adamla sevgilisine ait ama bu şarkı asla yayınlanamadı. Ta ki şarkıyı yazan sandığımız kişi bunu yayınlıyor. Şahsen ben böyle anlamlı şarkıları seviyorum. İçinde bir öyküsü var.

Mike: Bende... Acaba bir gün bizde o yıldızlar gibi olabilir miyiz?

Dakota: Bilmiyorum ama bildiğim birşey varsa senin yıldızın olmaktan onur duyduğumdur.

İkisi de kızarıyor ve öpüşüyorlar.

Mike: Pekala, dinleyelim şu şarkıyı.

Dakota şarkıyı açar ve dinlemeye başlarlar.

İkisi de çok keyifliydi, Dakota Mike'ın omzuna yaslanmıştı.

Daha sonrasında şarkının en iyi kısmının geldiğini farkettiler.

Where have you been?
Do you know if you're coming back?

Dakota ve Mike kalkıp dans etmeye başladılar.

Aynı zamanda şanslarına havai fişekleri patlatılıyordu.

We were too close to the stars
I never knew somebody like you, somebody
Falling just as hard
I'd rather lose somebody than use somebody
Maybe it's a blessing in disguise (I sold my soul for you)
I see my reflection in your eyes (tell me you see it too)

Dakota ve Mike birbirlerine baktılar ve gülümsediler.

Dakota: I love you Mike...

Mike: I love you too Dakota...

İki aşık danslarını bitirdikten sonra birkaç dakika daha durdular.

Mike: Bu en iyi geceydi. Bunu tekrar yapmalıyız!

Dakota: Biliyorum değil mi?

İki öpüşürler.

Daha sonrasında Mike arabasıyla Dakota'yı evlerine bıraktı.

Dakota erkek arkadaşına el sallamadan önce onu tekrardan öptü.

Dakota: Yarın görüşürüz.

Mike: Görüşürüz Dakota.

Mike arabasıyla evine doğru yol aldı.

Dakota evine mutlu bir şekilde girdi.

Pijamalarını giydi ve cama baktı. Daha sonrasında kolyesinin içini açtı ve Mike ile çekildikleri fotoğrafa baktı. Daha sonra gökyüzüne baktı ve gülümseyerek kolyeyi öptü.

Dakota muhteşem bir gün geçirdiklerini biliyordu ve terkardan bunu yapmak için sabırsız duyuyordu.

Dakota yatağına gitti ve yattı ve Mike ile ilgili geleceğini düşündü.

İkisi de en güzel son gecelerini birlikte geçirmişlerdi...

Sabah oldu. Dakota mutlu bir şekilde uyandı. Mike'ı göreceği için çok heyecanlıydı. İlk olarak elini yüzünü yıkadı sonra biraz bakım yaptı ve daha sonrasında da hafif bir makyaj yaptı.

Daha sonrasında kıyafetlerini değiştirdi ve tam aşağıya inecekken dışarıdan ağlama seslerini duydu.

Dakota orada neler olduğunu merak etmişti ve hemen aşağıya inip dışarıya çıktı.

Dakota dışarıya çıktığında Mike'ın annesinin ağladığını gördü.

Mike'ın babası eşini sakinleştirmeye çalışsada o da kendine hakim olamıyordu.

Dakota onların yayına gitti ve neler olduğunu sormaya karar verdi.

Dakota: Neler oluyor? Neden bu kadar üzgünsünüz?

Mike'ın Annesi: Mi-Mike...

Dakota endişelenmeye başladı. Erkek arkadaşının başına birşey geldiğini düşünmeye başladı. Aklına kötü senaryoları getirmek istemiyordu, en kötü, bahçeye gittiğini düşünüyordu çünkü Mike bahçeye karşı bir ilgisi vardı.

Dakota: Mike'a ne oldu?

Mike'ın Annesi: Mi-Mike... öldü...

Dakota buna inanmak istemedi bunun şaka olmasını istiyordu. Bu olamazdı Mike asla onu bırakmazdı bu olamazdı!

Dakota: Şaka yapıyorsunuz değil mi?! Mike asla beni bırakmaz, onsuz ne yaparım ben?!

Mike'ın Babası: Maalesef bu doğru Dakota...

Dakota'nın dünyası başına yıkılmıştı. Dünyadaki tek sevdiği kişi artık onun yanında değildi... Mike Dakota bu sefil acımasız dünyada yapayalnız bırakmıştı.

Dakota ağlamamaya çalışıyordu kendini kontrol etmeye çalıştı ve derin nefesler almaya başladı. Biraz sakinleşmişti ama olayı bilmiyordu. Mike'a ne olmuştu? Nasıl ölmüştü? Bunu öğrenmesi lazımdı. Sakin bir şekilde sormaya karar verdi.

Dakota: Mike'a ne oldu?

Mike'ın Annesi: He... He...

Mike'ın Annesi cümlesini tamamlayamadan ağlamaya başladı ve cümlenin devamını Mike'ın babası tamamladı.

Mike'ın Babası: Mike bir araba kazası yaptı. Gece çok ağır bir trafik vardı. Mike oradan geçmeye çalışıyordu. Trafik 2-3 saat sürmüştü ve Mike bizleri düşündüğü için acele etmeye çalışmıştı.

Mike'ın Babası: Mike pedala bastı, hızlıca oradan kurtuldu ama pedal durmadı ve arabayı frenlemeye çalışırken başarısız oldu ve bir yola çarptı.

Mike'ın annesi kendine gelmişti ve devamını o getirmeye karar verdi.

Mike'ın Annesi: Mike kazayı yaptığında boynundaki kolyeyi tutuyordu. Daha sonrasında telefonundan ses kaydediciyi açmış. En son söylediği sözler bunlar.

Mike'ın annesi oğlunun telefonunu açtı ve ses kaydını oynatmaya başladı.

Mike: Hey, bunu gören birisi varsa söylemek istediğim bazı şeyler var.

Mike: Arabam büyük bir kaza yaptı ve her tarafım yaralarla kaplı ama sizlere bazı şeyler söylemek istiyorum. Ölmeden önceki sözlerimi.

Mike öksürmeye başladı.

Mike: İlk olarak beni seven hayranlarıma. Sizler benim için değerlisiniz, bunu sakın unutmayın. Ayrıca yapabiliyorsanız beni ve kız arkadaşımı takip eden paparazilerin hepsini dövün. Bu sizden istediğim son şey.

Mike tekrar öksürmeye başladı.

Mike: Daha sonra ise aileme, sizleri bırakmayı hiç istemiyorum ama maalesef yolun sonuna geldim. Beni dünyaya getirdiğiniz için teşekkür ederim, sizler hayatımdaki gördüğüm en iyi ailesiniz. Bana çok destek oldunuz ama sizleri maalesef bu dünyada bırakıyorum...

Mike ağlamaya başlar.

Mike: Çok özür dilerim lütfen beni affedin... Sizden istediğim son şey Dakota'ya bu ses kaydını dinlemeniz. Bunu yaptıysanız teşekkürler ailem. Sizleri çok seviyorum.

Mike öksürmeye devam eder.

Mike: Ve son olarak, hayatımın anlamı olan Dakota'm... Seni burada bırakıyorum. Bunu asla isteyerek yapmıyorum. Seninle harika bir geleceğimiz olmasını istiyordum. Birlikte çok güzel zamanlar geçirdik ve hayatımı renklendirdiğin için çok teşekkür ederim...

Mike daha da kötü öksürmeye başlar.

Mike: Dakota... biz gökyüzündeki o iki yıldızdan daha yakınız. Bunu sakın unutma. Seni özleyeceğim... Seni seviyorum aşkım...

Ses kaydı sonlanır.

Dakota'nın göz yaşları dolmuştu. Sonları o iki yıldız gibi oldu... Dakota birşey söylemedi ama ne yapması gerektiğini biliyordu.

Dakota Mike'ın ailesine sarıldıktan sonra onlarla vedalaştı. Dakota bütün gününü evde geçirmeye karar verdi çünkü artık dışarıya çıkmak için bir sebebi yoktu.

Akşam olmuştu. Dakota yapmayı plandığı şey için ilk olarak ailesine mektup yazdı ve daha sonrasında arabasına binerek evden ayrıldı.

Dakota, seviglisiyle beraber gittikleri yere gitti. Dakota günün sonunda ilk kez gülümsemişti.

Dakota yere uzandı ve gözlerini her kapadığında anılara daldı. Mike ile dans ettikleri, birbirlerine masaj yaptıklarını, birbirlerine kitap okuduklarını ve hatta ilk sekslerini hatırladı. Bu çılgındı ama kimsenin bilmediği yer olduğu için buna aldırış etmediler.

Daha sonrasında Dakota gökyüzüne baktı ve yine o iki yıldızı gördü. Daha sonrasında Dakota planını gerçekleştirmeye karar verdi.

Dakota çantasından suyunu çıkardı. Ölüm etkisi %100 olan sudan bir yudum içti ve derin bir nefes aldı.

Dakota: Geliyorum aşkım, oradaki yıldızlar gibi çok mutlu olacağız. Birbirimizden asla ayrılmayacağız ve birbirimizi her zaman seveceğiz...

Dakota: Çünkü biz yıldızlara çok yakınız...

Dakota mutlu bir şekilde gözlerini kapadı.

Daha sonrasında bir yerde uyandı. Artık erkek arkadaşının yanındaydı. Hemde o gördükleri iki yıldız gibi birbirlerine yakındılar.

Mike: Seni seviyorum aşkım.

Dakota: Bende seni seviyorum... aşkım...

İkisi mutlu bir şekilde dans ediyorlardı.

Where have you been?
Do you know if you're coming back?
We were too close to the stars
I never knew somebody like you, somebody
Falling just as hard
I'd rather lose somebody than use somebody
Maybe it's a blessing in disguise (I sold my soul for you)
I see my reflection in your eyes (I sold my soul for you, I know you see it too)
Yeah, I brought same ones too
I know you're tired, I know you're tired
Just say it, I agree with you
Sick of all the poison in me
What did I do wrong for me, babe?
Uh, I see myself in you, I see myself in you, baby
I see myself in you, alright
I see myself in you, maybe you should too...

Note: OMG! Bu hayatımda yazdığım en iyi fanficlerden birisi olabilir! Bir kez olsun bu fanfic için incelemelerinize bakacağım! Ayrıca bu yıla son fanficimle girmek istedim. Benim için çok değerli bir fanfic. Bu şarkı Coderra ve Mikota'ya yazılmış 33 İlhamı Coderra'dan aldım ve bunu Mikota olarak yazıma döküyorum. Bu fanfic'te 2 alternatif son var yani 2 halde yayınlayacağım. Bu tam hali, diğeri ölmedikleri kısım olacak. Her neyse, yılbaşına çok az kaldı, iyi noeller! Sizler en iyisisiniz. Sizleri seviyorum💕💕💕💕💕💕