Merhaba! Bu seferki klibimiz Screaming Gophers'ın ödülüyle ilgili. Yemekte neler yaptılar geceyi nasıl geçirdiler falan diyerekten bu bölüm Screaming Gophers'ın oteldeki zamanı anlatılacak. Bölüm 10'da geçmektedir okumayanlara spoiler. İyi okumalar!

Sahne Screaming Gophers'ı masalarına doğru yürürken gösterir.

Beth: Aman Tanrım! Burası harika!

Leshawna: Bunu hak ettik kızım!

Gwen: Kesinlikle yaptık!

Herkes masalarına oturur.

Garson gelir.

Garson: Ne arzu edersiniz hanımefendiler ve beyefendiler?

Beth: Makarna olabilir.

Leshawna: Karşı takımda bi o beğenilmişti zaten.

Gwen: Ben frambuaz soslu meyve salatası alıcam.

Heather: Ben biftek alıcam. Zengin bir aileniz varsa bu tarz yemekleri kahvaltınızda bile edersiniz.

Trent: Bende aynısından alıcam.

Leshawna: Kızım, bu yağları eritmem lazım. Bende Gwen'in söylediği salatadan alıcam.

Gwen: Emin misin Leshawna? Benim kullandığım sos salata için fazla tatlı. İstersen köpük sarısı sosundan kullanabilirsin. Onlar tuzludur ama tadı en ideal olanıdır.

Leshawna: Tamam o zaman, ondan olsun.

Garson: Tamamdır. Siparişleriniz çok yakında burada olacaktır. İyi eğlenceler.

Trent: Yıldızlı gece diyince aklıma Sadie ile yaptığım düet geldi.

Gwen: Bu çok hoş Trent.

Trent: Ne çiziyorsun Gwen?

Gwen: Sadece yıldızları. Genelde yıldızlı geceleri severim. Küçükken hep yıldızlı pijamalar giyerdim... en azından o olana kadar...

Gwen iç çeker.

Trent: Ohh... yıldız konusunu açtığım için üzgünüm...

Gwen: Sorun değil, kendini kötü hissetme. Bu sadece biraz kişisel bir durum.

Heather bunu sormak istese de konumunu daha fazla düşürmemek adına sormamaya karar verdi.

Garson siparişleri getirir.

Garson: İşte siparişleriniz.

Garson herkesin siparişlerini yerlerine koyar.

Garson: Afiyet olsun.

Garson gider.

Beth: Acaba DJ nasıl bir makarna sosu yaptı?

Beth makarnasıyla oynarken sordu.

Beth: Bu çok klasik gibi görünüyor.

Beth makarnasından yer.

Leshawna: Seni bilmem ama bu salataya bayıldım!

Gwen: Sana söyledim, köpük sarısı senin için ideal diye.

Leshawna: Kızım, sen bir meleksin!

Trent: Hey Gwen, biraz biftek ister misin?

Gwen: Hayır sağol, sağlığıma dikkat ediyorum.

Trent: Biliyorsun, insana ette lazımdır.

Gwen: Evet ama Heather hergün et küşnemesi gibi durunca et yemiş sayılıyorum.

Herkes Heather'a güler.

Heather: Et küşnemesi mi? Sen gene bozuk ekşimiş peynirsin!

Gwen: En azından senin aksine ben sağlıklıyım.

Gwen salatasından yemeğe devam eder.

Screaming Gophers yemeklerini bitirirler.

Heather: Şimdi ne içecez?

Beth: Ohh! Ohh! Kahve içelim! Leshawna da bize fal baksın!

Leshawna: Kızım, ben bir fal bakarım rahminize kadar herşeyinizi görürüm ben!

Heather: Pff! Çok komiksin Leshawna. Biraz daha inandırıcı ol.

Leshawna: Kızım kahve iç görelim. Tabi kahpe değilsen.

Herkes tekrardan Heather'a güler.

Garson gelir.

Garson: Ne içersiniz?

Beth: Ben kahve içicem.

Leshawna: Aynısından olsun şekerim.

Gwen: Bende kahveyi denicem.

Heather: Kola içicem. Latte içerdim ama kolaya bile hasret kaldım.

Trent: Bende kola içicem.

Garson: Hay hay efendim. Siparişleriniz hemen geliyor.

Garson gider.

Beth: Hemen geliyor diyor ama hiçbir zaman öyle olmuyor.

Leshawna: Kızım, bu bir klasik garson yalanıdır. Müşteriyi tatmin etmek isterler ama bunu başaramazlar.

Garson gelir.

Heather: Zoeerrttt!

Heather kahkaha atar.

Heather: HAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAAAHHAHAHAHAHA!

Leshawna: Senin ananın amı!

Leshawna Heather'a tokat atarak onu yere serer.

Gwen: Oh my god!

Beth: Sharkie too!

Trent: Ne diyorsunuz siz?

Garson: Sanırım kahve onları etkiledi.

Garson omuz silker.

Garson: Afiyet olsun.

Garson gider.

Heather ayağa kalkar ve yerine geçer.

Leshawna Beth ve Gwen kahveleri içmeye başlarlar.

Leshawna: Kızımm! Jasmine ile bir keresinde Türkiye'ye gitmiştik.

Gwen: Hindi olan mı?

Leshawna: Hayır, orası gerçekten de bir ülke. Çok güzel ve çok leziz yemekleri var. Kahveyi oradan öğrendim.

Beth: Oraya birgün gitmek isterim.

Leshawna: Jasmine bana küsmediyse neden olmasın bitanem.

Gwen: Kahve fena değil. Heather'dan çok daha iyi.

Dördü de gene kahkaha atarlar.

Heather: Bugün gene yaranamadım size kızzz!

Heather gider.

Leshawna: Onu siktir et kızım. Biz kahveye odaklanalım.

Leshawna ve Beth kahvelerini kapatırlar.

Gwen de sonradan kahvesini kapatır.

Birkaç dakika sonra Leshawna Beth'in falına bakar sonrasında Gwen'in kine bakar. Geriye kendi falı kalır.

Beth: Şimdi ne olacak?

Gwen: Sanırım onun falına da biz bakıcaz.

Gwen ve Beth fala bakarlar ve birşeyler sallayıp Leshawna'ya anlatırlar.

Leshawna: Kızııımm! Fille ben ne alaka? Tren ile nereye gidiyorum Kars'a mı?

Beth: Faldan anlamıyoruz o kesin.

Gwen: İtiraf etmek gerekirsa bu gece en iyisiydi. Çok eğlendim ve Heather burada bile yoktu.

Leshawna: Heather'ın olmadığı nice günlere!

Hepsi elindeki içtekleri şeyle tokuştururlar.

Leshawna ve Beth yerlerinden kalkarlar.

Leshawna: Kızım, geliyor musunuz?

Gwen: Ben biraz daha burada durucam.

Trent: Burada aynı.

Beth: Hadi biz gidelim Leshawna. Bu iki çifte biraz zaman verelim.

Leshawna: İyi dedin kızzz!

İkisi de giderler.

Trent ve Gwen yanlız kalırlar.

Trent gitarından birkaç akor çalarken Gwen ise resim çiziyordu.

Trent: Bu gece karşı takımdan kim elenmiştir dersin?

Gwen: Sanırım Duncan ya da Harold? Harold takımda en sevilen değil ve Duncan ise bugün işleri batırdı. Bu onlar için zorlu bir seçim olmalı.

Trent: Sanırım öyle. Kazandığımız için mutluyum.

Gwen: Bende öyle. Artık daha fazla kaybedemeyiz yoksa hepimiz teker teker eleniriz.

Trent: Bunun olmasını hiç istemem doğrusu.

Gwen: Al benden de o kadar.

Trent: Bu gece çok garip konuşuyoruz bilmem farkettin mi?

Gwen: Sanırım kahve çarptı. Türkler böyle konuşurmuş falan.

Trent: Kanada dışında başka bir ülkeye gittin mi?

Gwen: Hayır, sen?

Trent: Amerika'ya gitmiştim.

Gwen: İyimiş.

Trent: Peki gitmek istediğin bir ülke var mı?

Gwen: Hmmm... sanırım Romanya olabilir. Ya da... neyse boşver.

Trent: Hadi ama, ne?

Gwen: Dalga geçmek yok.

Trent: Söz veriyorum geçmicem.

Gwen: Herkesin hayali olan romantik ülke olarak adlandırılan Paris'e gitmek isterdim.

Trent: Ohh... bu çok güzelmiş.

Gwen: Peki ya sen?

Trent: Sanırım Meksika. Ya da İskoçya. Aslında tam olarak bilmiyorum ama hayalimde ünlü bir müzisyen olup dünyayı dolaşmak var.

Gwen: Peki... bu dünyayı kiminle dolaşmak isterdin?

Trent: Bunun cevabını ikimizde biliyoruz.

İkisi de birbirlerine gülümeserler.

Sonrasında birlikte yıldızlara bakarlar.

Gwen Trent'in omzuna yaslanır ve ekran kalpli şekilde kapanır.

Note: Bu klipteki yazım şeklini nasıl buldunuz? Ayrıca yaşadığım ülke olan Türkiye'den de bahsettim! Türkçe öğrenin sizde :)) Onun dışında yazması çok keyifliydi. Başta sıktı ama sonradan eğlenceliydi. Şimdilik benden bu kadar. Başka kliplerde bölümlerde ve fanficlerde görüşürüz! Sizleri seviyorum!