Chris: Total Drama Island'ın son bölümünde! yirmi iki kampçı geldi ve önümüzdeki sekiz haftayı huysuz eski yaz kampında geçireceklerini öğrendi. Kampçıların ilk zorluğuyla karşı karşıyayız: Köpekbalıklarının istila ettiği sulara bir uçurumdan atlamak. Çoğu kampçı bu riski göze alırken, birkaçı o korkunç tavuk şapkasını takmak zorunda kaldı. Kamp ateşi töreninde her şey iki kampçının elindeydi; Courtney'nin yaz kampında CIT deneyimi vardı ama liderliği takımın kazanmasına yetmedi ve Ezekiel, kadınlar hakkındaki cinsiyetçi yorumlarıyla kamptaki her kadını kızdırmayı başardı ve Total Drama Island'ın elenen ilk kampçısı oldu. Bu dramatik kamp ateşi töreninde bu hafta kim elenecek? Bunu Total...Drama...Island'ta öğrenin!


( Theme Song )


Bölüm Chris'in yeni şortuyla megafonla kabinlere doğru yürümesiyle başlar. Chris havalı kornayı çalar ve bu herkesi uyandırır.

Leshawna uyanır ve kafasını ranzaya vurur.

Leshawna: Ugghhhhh! Saat sabahın 7'si!

Leshawna başını pencereden dışarıya çıkarır.

Leshawna: Sana çiftçi gibi mi görünüyorum?!

Chris: Biraz öylesin.

Leshawna homurdanır.


Confessional

Leshawna: Chris'in bizle olan derdi ne? Daha sabahın yedisi ve bizi kornayla uyandırıyor! Eğer buna devam ederse... hiç iyi şeyler olmayacak!

Confessional End


Sahne, kulübelerinin dışındaki kampçıları gösterir.

Eva MP3 çalarını dinlerken Cody ona dokunmak istiyor ama Eva öfkeyle homurdanır ve bu Cody'in korkmasına neden olur.

Eva: Aklından bile geçirme, sıska sapık!

Chris diğerlerinin yanına gelir.

Chris: Günaydın kampçılar, umarım hepiniz iyi uyumuşsundur.

Heather: Merhaba Chris, o şortla gerçekten muhteşem görünüyorsun.

Chris: Biliyorum.

Chris göz kırpar.

Chris: Umarım hepiniz hazırsınızdır çünkü bir sonraki mücadeleniz tam olarak bir dakika içinde başlıyor.

Owen: Uhh, kusura bakmayın ama kahvaltı yapmak için yeterli bir zaman mı bilmiyorum.

Chris: Merak etme Owen, kahvaltını yapacaksın ama... gölün etrafında 20 kilometrelik koşuyu tamamladıktan hemen sonra.

Eva: Ohh, bu sana komik mi geliyor?

Eva Chris'e kızgın bir tavırla sorar.

Eva: Neyin komik olduğunu düşünüyorum biliyor musun? Seni sikilmiş olarak görmek!

Eva tam Chris'e saldıracakken Courtney Eva'nın yanına gelir.

Courtney: (Eva'ya fısıldayarak) Eva, öfkene hakim olmaya çalış. Buna değmez!

Eva iç çeker.

Eva: Tamam... AMA BUNDAN KEYİF ALIYORSUN DEĞİL Mİ AMCIK ŞEY?!

Chris: Biraz... 30 saniyen var.

Eva Chris'e dik dik bakar.


Confessional

Courtney: Eva'yı suçlamıyorum, Chris hepimizi sinir etmeye bayılıyor olsa da bu öfkenin sonu onun için iyi bitmeyecek. Bu sadece bir dost tavsiyesi.

Confessional

Eva: Öfkemi kontrol etmekte en iyisi değilim ama... O AMCIK BENİ DELİRTİYOR!

Eva nefes alıp verir.

Eva: Kızlar bana bu konuda yardım etmeye çalışıyorlar... öfke sorunum hakkında. Umarım kendime hakim olabilirim yoksa bir anlığına Chris'in canına okurum!

Confessional End


Herkes yerini alır ve Chris'i bekler.

Chris: Tamam koşucular... yerlerinize geçin... hazırlanın... KOŞUN!

Kampçıların hepsi gölün etrafında koşmaya başlamıştı. Çok geçmeden hepsi hala ayaktaydı ama güneş üzerlerinde parlıyordu. Bazıları koşuyor, bazıları ise yürümeyi tercih ediyordu.

Harold: Koşunun bitmesine kadar kaldı biliyor musun?

Bridgette ve Justin yanlarından koşarak geçerler.

Gwen: Yanımda yürüme.

Katie Harold'ın sorusuna cevap verir.

Katie: 2 kilometreyi geride bıraktık.

Sadie: Ama hala geriye kalan 18 kilometre var!

Sadie inledi.

Sadie: Koşmaktan nefret ediyorum!

Harold kıkırdar.

Harold: Benim kadar değil. Beden dersinde ne zaman koşsak hep sonuncu gelirdim ve sonunda ise bir kalp krizi geçirip hastaneye kaldırılırdım. Bu yüzden beden dersi bana muaf tutuldu işte.

Sadie: Burada aynı ama bizim beden öğretmenimiz genelde erkekleri koştururdu ve biz kızlar ise onları izlerdik. Sonrasında bazılarımız erkekleri spor yaparken izlerken bazılarımız da başka etkinlikler yapardı. Ben ve Katie beden dersinden kaçıp dedikodu yaparız...-

Sadie ne söylediğini anlar ve gerilir.

Sadie: Üzgünüz Stephanie hoca!

Sadie ve Katie el sallarlar.

Diğer tarafta Noah, Heather'ın yanından geçer.

Heather: Dikkat etsene!


Confessional

Heather: Ben koşmam. Özellikle de topuklu ayakkabılarımla asla koşmam!

Confessional End


Heather Owen'nın su birikintisini yaladığını görür ve durur.

Owen: Nefes...nefese...kaldım...bana...birisi...yardım etsin...

Heather: Evet, buna "aşırı yemek yeme" diyoruz, gidip araştır.

Leshawna: Senin mazeretin ne? Seni sıska...can sıkınsı...ohhh, o kadar çok koştum ki... bu sıska kıza hakaret edemiyorum...

Chris elinde megafonuyla sukutır sürerken gelir.

Chris: Hadi millet hızlanın! Eğer akşam yemeği saatine kadar dönmezseniz, size yemek yok!

Heather: Ughhh! Ondan nefret ediyorum!

Heather Owen'nın üzerine basarak yürür.

Sahne bazılarının yorgun ve uyuduğu yarışmacıları gösterir. Chris tırnaklarını törpüler.

Owen Noah'ı taşıyarak gelir.

Owen: Hemen yer açın, acil durumumuz var!

Noah için bir masa yer açıldı ve Noah yere yatırılır ve Owen Noah'a kalp masajı yapar.

Sonrasında Leshawna gelir.

Leshawna yorgun bir şekilde iç çeker ve soluk soluğa kalır.

Leshawna: Ba...şar...dım!

Leshawna yere yığılır.

Daha sonrasında Harold ve Sadie gelirler. İkisi de yorgun değildi ve ikisi birbirleriyle sohbet ediyordu.

Sadie kıkırdar.

Sadie: Yani, gittiğin Steve Kampında bunu mu öğrendin? Bu çok etkileyici, bunu bana da öğretmelisin.

Harold: Ne zaman istersen.

Duncan ikiliyi fark eder ve yanlarına gider.

Duncan: Bu kadar uzun sürende neydi öyle? Sizin yüzünüzden mücadeleyi Kaybettik!

Sadie bir şeylerin farkına varır.

Sadie: Aman Tanrım! Mücadeleyi unutmuşuz! Çok üzgünüz Duncan.

Duncan iç çeker.

Duncan: Sorun değil ama bunu bir daha yapmayın tamam mı?

Sadie And Harold: Tamam.

Gwen: Bir dakika, eğer onlar kaybettiyse... bu bizim kazandığımız anlamına gelir!

Screaming Gophers Tezahürat yapar.

Chris: Acele etmeyin çocuklar, bu daha zorluk bile değildi.

Gwen: Az önce ne dedin?

Chris: Kimler aç bakalım?

Chris perdeyi açar ve orada kocaman bir büfe görülür.


Confessional

Gwen: Bir hafta boyunca kahverengi çamurdan sonra, o büfeyi görünce neredeyse ağlayacaktım.

Confessional

Owen: O büfede her şey vardı, hindisi olsun, deniz barı olsun, fırında fasulye olsun, akçaağaç şurubu olsun... hepsi vardı!

Owen'nın gözleri dolar ve ağlamaya başlar.

Owen: Üzgünüm, bana bir dakika verebilir misiniz?

Owen ağlamaya devam eder.

Confessional

DJ elinde bir tavuk butu yerken görülür.

DJ: Bunlar tıpkı annemin bana yaptığı tavuk butları gibi!

DJ ağlamaya başlar.

DJ: Seni çok özledim anneciğim!

Confessional

Leshawna: Size yemin ederim ki o büfe az önce benimle konuştu. Bana ''Leshawna... gel ve bizi ye...'' diyordu...

Leshawna'nın gözleri doldu ama ağlamadı.

Leshawna: O bebekleri sonuna kadar yiyeceğim! Anneniz sizin için geliyor!

Confessional End


Sahne, yarışmacıların hepsini yediği ve inlediği büfeyi gösterir. Sadie hariç herkes çok yorgun görünüyordu.

Duncan: Bir şey yemek istemediğinden emin misin?

Sadie: Üzgünüm ama bu göbek bu yemekler yüzünden oldu ve... stratejik olarak düşünecek olursak bu bir görsel manipülasyon olabilir.

Duncan: Manipülasyon ne?

Sadie: Demek istediğim, bu yemekler bizi diğer mücadelemiz için dezavantaj olabilir ve... Katie benim için biraz yemek aldı.

Katie: Bunlardan bir daha bulamazsın ve bunlardan almamak enayilik olurdu.

Chris megafonla diğerlerinin yanına gelir.

Chris: (Megafondan) Pekala kampçılar, meydan okumanızın ikinci kısmına geçme zamanı.

Owen: Ben bunu yemek sanıyordum?

Gwen: Bizden daha ne istiyorsun?

Heather: İlk kez tuhaf gotik kıza hak veriyorum. Yeterince acı çekmedik mi?

Chris: (Megafondan) Hmmmm... bunu bir düşüneyim... hayır! Şimdi uyanık kalma zamanı!

Owen: Uyanık ne?

Chris: (Megafondan) Merak etme, bu kolay bir mücadele. Ayakta kalan son kampçıya sahip olan takım kazanır.

Gwen: Yani 20 kilometrelik koşu ve hindi yeme çılgınlığının bizim uyanık kalmamızı zorlaştırmaya yönelik şeytani planının bir parçası olduğunu mu söylüyorsunuz?

Chris: (Megafondan) Evet, aynen öyle Gwen.

Izzy: Wow! Etkilendim!

Leshawna başını sallar.

Chris: (Megafondan) Hadi herkes harekete geçsin. Gidin, gidin, gidin!

Herkes giderken Trent Gwen'in yanına gelir.

Trent: Peki herkesin uyanık kalması ne kadar sürer?

Gwen: Yaklaşık bir iki saat diyorum.

Salyası akan Owen inler ve Gwen ile Trent'in yanından geçer.

Gwen: Belki daha az.

Aradan on iki saat geçmesine rağmen kimse uyumamıştı. Güneş pırıl pırıl parlıyordu. Kampçıların hepsi kamp ateşi çukurunun etrafında oturuyordu, hepsi yorgundu. Hatta bazılarının gözlerinin altında torbalar oluşmuştu ama henüz kimse uykuya dalmamıştı.

Chris: (Ekran Dışından) 21 kampçımız 12 saatten beri ayakta, bu onlar için etkileyici.

Owen: 12 saat mi? Ben bunu uykumda bile yapabilirim!

Daha sonrasında Owen uykuya dalar.

( Screaming Gophers: 10 / Killer Bass: 10 )


Confessional

Gwen: Uyanık kalma mücadelesi, hayatımdaki en acımasız şeydi.

Confessional End


Gwen: (Esneyerek) Bu hayatımda yaptığım en sıkıcı şey.

Trent: (Esneyerek) Çok daha kötüsü olabilirdi.

Gwen: Gerçekten mi? Ne olurdu?

Trent: Konuşacak tek kişi sen kalabilirdin.

Gwen hafif kızarmayla Trent' gülümser ve bu Heather'ın dikkatini çeker.


Confessional

Heather: Stratejim şu. Diğer kampçıların benimle ittifak kurmasını sağlamak ve son üçe girmek. Tek soru, ne dersem onu yapacak kadar çaresiz ya da aptal kimi bulabilirim?

Confessional End


Gwen: Ne yapıyorsun?

Gwen Lindsay'in kafa üstü durmasını garip bularak sordu.

Noah: Bırak bunu yapsın. Baş aşağı durmak insanı bir yerden sonra zeki gösterir ve zeki bir kişiden zarar gelmez.

Lindsay: O ne demek bilmiyorum ama kanın kafama akmasını sağlamaya çalışıyorum ki bu beni uyanık tutacak.

Izzy: İşe yarıyor mu bari?

Lindsay: Sanırım işe yarıyor!

Beth: Bende denicem!

Lindsay: Tabi ki!

Beth te Lindsay gibi baş aşağı dururlar ve Heather bunu fark eder ve sırıtır.


Confessional

Heather: Sanırım iki zavallıyı bulmuş olabilirim.

Confessional End


Heather: Beth, Lindsay? Bir dakikalığına buraya gelebilir misiniz acaba?

Beth: Tamam.

İki kız Heather'ın yanına gider.

Heather: Tamam, beni ve diğer iki kişiyi son üçe sokmaya yönelik bir planım var ve bende sizleri seçtim.

Lindsay: Gerçekten mi?

Heather: Bunun çok büyük bir olay olduğunu bilmelisin, size güveniyorum ve güven iki yönlü bir yoldur.

Beth: Evet, bunu anlıyorum.

Heather: O zaman söylediğim her şeyi yapacak mısınız kızlar?

Lindsay: Elbette!

Lindsay Beth'e döner.

Lindsay: EEEEEEEEE! Son üçe gidiyoruz!

Beth And Lindsay: EEEEEEEEEEEEEEE!

Beth ve Lindsay'in yüksek sesli inlemesi Heather'ı rahatsız eder.


Confessional

Heather: Umarım bundan pişman olmam.

Confessional

Beth: Aman Tanrım, Heather beni son üçe götürüyor, son üçe gidiyorum bebeğim, son üçe gidiyorum!

Beth durdu.

Beth: Peki ya sonrasında ne olacak?...

Beth düşünmeye başladı.

Confessional End


Lindsay: İttifaklardan bahsetmişken, ben kimden hoşlandım bilin bakalım!

Lindsay, yerde oturan Tyler'ı işaret eder ve Heather önlerine geçer.

Heather: Ah hayır, hayır, hayır, hayır, bunu yapamazsın.

Lindsay: Neden?

Heather: Çünkü o karşı takımda.

Lindsay: Yani?

Heather: Çıkamazsınız, bu ittifak kurallarına aykırıdır.

Lindsay: Kurallar mı var?

Heather: Güven hakkında söylediklerimi hatırlıyor musun Lindsay?

Lindsay başını sallar.

Heather: Elbette her zaman ittifaktan ayrılabilirsin ama seni elenmekten koruyamam.

Lindsay: Hayır, ittifakta yer almak istiyorum.

Heather: Güzel. Anlaştık o zaman

Heather gider.

Beth Lindsay'in omzuna dokunur.

Beth: Heather, onunla çıkamayacağını söylemiş olsa da bu ona aşık olamayacağın anlamına gelmiyor.

Lindsay: Gerçekten mi?

Beth: Evet. Aşkı kimse engelleyemez.

Beth gider ve Lindsay Tyler'a bakar.

Tyler Lindsay'e el sallar ve Lindsay gülümser.


Confessional

Lindsay: Beth haklı, Tyler ile çıkamasam da bu ondan hoşlanmayacağım anlamına gelmez. O çok tatlı ve gözleri beni bir yerlere götürüyor gibi.

Lindsay aşık bir şekilde iç çeker.

Confessional End


Killer Bass'ta kızlar birbirleriyle sohbet ediyordu ve Eva gerçekten de onlarla olmaktan keyif almıştı.

Eva: Yani sörf böyle bir şey mi? Dalgaları yakalıyorsun falan.

Bridgette: Evet öyle. Ayrıca çok sert dalgaları yakalayabilirsen herkesi hayran bırakırsın.

Eva: Güzel! Sert dalgaları severim! Belki sezon sonunda denerim.

Courtney: Bende öyle! Küçükken ailem bana hiçbir şey yapmama izin vermezdi...

Bridgette Courtney'e sarılır.

Bridgette: Üzülme Court, artık bunlar geride kaldı ve sezon sonu daha çok takılıcaz!

Courtney: Bundan mutluluk duyarım.

Eva iki kızın birbirlerine sarılmalarını gördü ve hayatında ilk kez samimi bir şekilde gülümsedi.


Confessional

Eva: Belki de o kadar kötü değillerdir ha? Yani en iyisi demiyorum ama... kendimi ilk kez bu kadar mutlu hissediyorum.

Eva yeniden gülümsedi.

Confessional End


Katie etrafına baktı ve DJ'in yalnız oturduğunu ve üzgün olduğunu gördü ve yanına gitmeye karar verdi.

Katie: Merhaba DJ.

DJ: Ohh, selam Katie.

Katie: Nasılsın bakalım?

DJ: İyiyim demek isterdim ama annemin benim yalan söylerken görmesini istemiyorum.

DJ iç çeker.

DJ: Pek iyi değilim.

Katie: Ohh, neden?

DJ: Sanırım... annemi özlüyorum.

Katie: Ohh, seni anlıyorum.

DJ: Gerçekten mi? Yani bak, burada olduğum için mutluyum falan ama... o büfeden yemek yerken annemin bana yaptığı yemekleri hatırladım...

DJ'in gözleri dolar.

DJ: Sence bu beni zavallı yapar mı?

Katie: Hayır, kesinlikle yapmaz DJ! Bak, anneni özlemeni anlıyorum ama artık buradayız ve kazanırsak annen seninle gurur duyabilir!

DJ: Gerçekten mi?

Katie: Evet, öyle.

İkisi birbirlerine gülümserler.


Confessional

DJ: Katie o kadar da kötü değil. Onu ilk zamanlarda daha çok Sadie'ye bağımlı birisi olarak düşünmüştüm ama onda başka bir şeyler var ve... bu hoşuma gidiyor.

DJ hafiften kızardı.

Confessional

Katie: DJ iyi. Tatlı bir çocuk ve onunla konuşmak iyiydi. Onu üzgün görmeyi sevmiyorum ve... beni yanlış anlamayın, ona aşık değilim ama onunla olmak beni iyi hissettiriyor.

Confessional End


Katie: Pekala, sanırım gitmem gerekiyor... sonra görüşürüz...

Katie kalkacakken DJ onu durdurur.

DJ: Bekle... biraz sohbet etmek ister misin? Yani birbirimizi biraz tanırız falan.

Katie gülümser.

Katie: Tabi ki!

Katie ve DJ sohbet etmeye başlarlar ve diğer tarafta Duncan bir kafatası oyması yapıyordu.

Sadie: Hey, güzelmiş.

Duncan Sadie'nin gelmesine şaşırır ve hafiften kızarır ama şansa Sadie bunu fark etmez.

Duncan: Sen diğerleriyle takılmıyor muydun?

Sadie: Evet ama biraz sıkıldım ve sana bir şey sormak istedim.

Duncan: Peki, neymiş bu soracağın soru?

Sadie: Dün neden beni ve Harold'ı kıskandın mı?

Duncan böyle bir soru beklemediğinden dolayı şaşırdı ve hafifçe kızardı.

Duncan: Ben? Sen ve Harold'ı kıskanmak mı? Pfff! Yok canım, bunu nereden uydurdun?

Sadie: Mehh, dün Harold'a sırf benim yanımda diye fazla kızmıştın falan. Ayrıca... uçurumdan atlama mücadelesinde bana neden göz kırptın?

Duncan: Neden sana yaptığımı düşündün?

Sadie: Çünkü bana bakıyordun ve...

Sadie iç çeker.

Sadie: Sanırım bazı şeylerden bir anlam çıkarmayı bırakmam gerekiyor. Her neyse, sonra görüşürüz.

Sadie gider ve Duncan gülümser.


Confessional

Duncan: Bu kız kesinlikle bana yanık. Bende ona boş değilim ama... bunu zaman gösterecek.

Confessional End


Eva yerinden kalktı.

Eva: Ben tuvalete gidiyorum.

Eva diğerlerine haber verdikten sonra gider ama mp3 çaları yere düşer.

Heather bunu fırsat bilip tam yerinden kalkacakken Courtney Eva'nın mp3 çalarını alır.

Courtney: Eva! MP3 çalarını düşürmüşsün!

Eva geri döner ve MP3 çalarını Courtney'den alır.

Eva: Teşekkürler Courtney. Eğer bunu başka takımdan birisi alsaydı ve sizleri suçlasaydı çıldırırdım.

Courtney: Rica ederim Eva ve merak etme, böyle bir şeyi asla yapmayız.

Eva gider ve Heather homurdanır.


Confessional

Heather: UGGGGGGHHHHHHH! O KIZ BÜTÜN PLANIMI MAHVETTİ! BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEK!

Heather kendini sakinleştirmeye çalışır.

Heather: Pekala Heather, ilk planın gerçekleşmedi diye öfkelenme. Daha başka planların olucak ve onlara bunu ödeteceksin.

Heather nefes alıp verir ve sakinleşir.

Heather: Pekala, ilk planım gerçekleşmemiş olabilir ama bu benim pes edeceğim anlamına gelmiyor. Ayrıca bir plan gider ve bir plan gelir yani bunun için öfkelenmeme gerek yok.

Confessional End


Justin herkesten gizli duruyordu ve kimsenin onu fark etmeyeceği şekilde gözüne makyaj yapıyordu.


Confessional

Justin: Eğer Usta bir makyöz isen herkes bunları gerçek sanır.

Justin gözlerini kapatır ve göz kapağı göz şeklindeydi.

Justin: Bunu anlamalarının imkanı yok ve takımım benim sayemde bir zafere daha imza atacak.

Justin sinsice sırıttı.

Confessional End


(Ekran kararır)

(Ekran açılır)

Gece olmuştu ve Owen'dan sonra uyuyan Noah olmuştu. Arkasından Izzy ve Bridgette geldi ve geriye uyanık kalan 17 kampçı kalmıştı.

( Screaming Gophers: 8 / Killer Bass: 9 )

Chris: (Ekran Dışından) Tebrikler kampçılar, 24 saat sınırına ulaştınız, işleri bir adım öteye taşımanın zamanı geldi.

Chef koyun gibi giyinmiş, kitapların ortaya çıktığı masa örtüsünü çeker.

Chris: Peri masalları!

Sadie: Olamaz!

Duncan: Ne oldu?

Sadie: Masallar beni her zaman uyutur ve... eğer uyusam bana kızma tamam mı?

Duncan: Tamam sanırım.

Duncan omuz silkti.

Sadie: Teşekkürler Duncan, sen iyi birisin.

Duncan kızardı ve öfkelendi çünkü kendisine ''iyi insan'' denmesinden nefret ederdi.

Duncan: Ben değilim...

Duncan Sadie'nin kendisinin üzerinde uyuduğunu gördü. Yine kızardı ama bu sefer gülümsedi ve bir süreliğine öyle kalmasına izin verdi.

( Screaming Gophers: 8 / Killer Bass: 8 )

Chris bir kitap tutar.

Chris: Ahemmm.

Chef küçük bir arp çalar ve sonrasında da Chris'e homurdanır.

Chris: Bir zamanlar sıkıcı krallığın içinde sıkıcı bir köy varmış ve...

Chef arp çalmaya devam ederken aynı zamanda uyuyan takımlara bakar.

Beth esner.

Chris: ...bu sıkıcı köyün içinde de bir sürü can sıkıcı insanlar varmış.

Geoff neredeyse uyuyorken tekrar uyanır.

Cody uyur ama Owen'ın kıçının yanında uyuduğundan habersizdir.

Chris: Çok sıkıcı şeyler yaparmış...

Cody'nin bir şey hayal ettiği gösterilir.

Cody'nin hayalinde etrafın pospembe olduğu görülür. Bir arp belirir ve koyunlar arpın üzerinden atlarken gösterilir. Birkaç koyun arptan atladıktan sonra pembe koyun kıyafetli Chef görünür. Chef kıkırdar ve oradan atlar. Sonrasında Owen Cody'in yüzüne osurur ve Cody uyandığında öksürerek osurukları çıkarmaya başlar.

Beth, Heather ve Lindsay yukarıya bakarlar ve gördükleri şey onları şaşırtır.

Chef balerin kostümüyle havada belirir. Chef herkesi uyutmak için sihirli parıltılar kullanır ve arkadan "Dance of the Sugar Plum Fairy" adlı şarkı duyuluyor. Chef balerin gibi dans eder.

Duncan, Eva ve Geoff şaşırırlar ama Chef'in "sihirli parıltılarından" "etkilenirler" ve esnemeye başlarlar.

Chef ''sihirli parıltıları'' kullanır ve Cody ve Leshawna şaşırırlar ve sonrasında ikisi de esnerler.

Tyler kendisini bir ağaca bağlar ve parıltıları gördükten sonra esner ve uykuya dalar ama ağaçla birlikte yere çakılır.

( Screaming Gophers: 7 / Killer Bass: 6 )

Gwen: Veeeee düştü.

Diğer taraftaysa Courtney ''uyanık kalmak'' için hareket ediyordu.


Confessional

Courtney: Eğer hareket etmeye devam edersem herkesten daha uzun süre dayanabileceğimi düşündüm. Gözümü hedeften ayırmamalıydım.

Confessional End


Courtney hareket ederken Harold'ın uyuduğu görülür. Diğer tarafa geçildiğinde ise Leshawna'nın da uyuduğu görülür.

( Screaming Gophers: 6 / Killer Bass: 5 )

Justin hala ''uyanık'' görünüyordu ve kimsenin bunu fark etmemesinden gurur duyuyordu.


Confessional

Justin: Planım tıkırında gidiyor. Sanırım bunu aldım!

Justin parmağını yukarıya işaret eder.

Justin: Zafer, sana geliyorum!

Confessional End


Heather: Gelecek stratejilerimiz hakkında konuşmalıyız.

Heather Lindsay'i dürter ve Lindsay düşer ve horultu sesleri gelir.

Heather: Beth?

Beth'in de uyuduğu görülür.

( Screaming Gophers: 4 / Killer Bass: 5 )

Gwen: Pekala, en sevdiğin şarkı?

Trent: ''She Would Loved''. Favori renk?

Gwen: Hmm, gece yarısı mavisi.

Trent: Oohh... gizemlisin. Bu hoşuma gitti.

Gwen gülümser ve sonrasında da esner.

Trent: Ohh, sakın uykuma.

Trent Gwen'i dürterek söyledi.

Trent: Pekala, en sevdiğin film anı?

Gwen: Bunu çok klişe bulacaksın.

Trent: Söz veriyorum bulmıcam.

Gwen: Pekala, yolculuk filminin sonunda olan öpüşme sahnesi, bilirsin, adam ve üç kız yoldalar ve...-

Trent kıkırdar.

Trent: Biliyorum, o filmi gerçekten sevdin ha?

Birden uyurgezer olan Owen çırılçıplak halde onların yanından geçer ve Gwen ile Trent'in sözünü keser. Gwen ve Trent gördükleri karşısında şok olurlar ve diğer tarafta duran Owen'nın kıyafetlerine bakarlar.


Confessional

Owen: Fırında fasulye ve akçaağaç şurubundan oluşan yemeğin tamamını yediğimi söylemiş miydim? Fırında fasulyenin ilginç yanıysa... beni uyurgezer yapıyor olmasıdır.

Confessional End


Bir süre sonra Duncan da uyur ve Sadie hala Duncan'nın üzerindedir.

Katie ve DJ sohbet ederken onları fark ederler.

DJ: Hey, onları gördün mü?

Katie: Awww, bu çok tatlı!

DJ: Sanırım öyleler.

İkili birbirlerine gülümserler.

Daha sonrasında Katie bir tarafa, DJ de bir tarafa yattıkları gösterilir.

İkisi de gökyüzüne bakıyordu.

Katie: Sence de bu gece ayrı bir güzel değil mi?

DJ: Kesinlikle öyle...

DJ esner

DJ: Tuhaf gelebilir ama o kadar çok yoruldum ki... yorulmaktan da yoruldum. Bu mantıklı mı?

Katie de esner.

Katie: Sanırım mantıklı ama... şu Küçük ayıyı yeniden gösterir misin?

DJ: Büyük ayıyı görüyorsun değil mi?

DJ Büyükayı takımyıldızını işaret ederek Katie'ye sorar ve Katie başını sallar.

DJ: O parlak yıldızı takip et ve işte tam orada.

DJ Küçük ayının yerini gösterir.

Katie: Hey, sanırım onu yeniden buldum!

DJ: (Esneyerek) Harika.

Owen uyurgezerliğe devam ettiği gösterilir. Owen uçuruma doğru ilerler ve sonra geri adım atıp ve arkasını döner ama yine de uçurumdan düşer.

51 saat geçer ve Duncan'ın uyumasından sonra uyuyan kişi Courtney'dir.

( Screaming Gophers: 4 / Killer Bass: 3 )

Katie Justin'nin hala sapasağlam durmasına şaşırır ve şüphelenir.

Katie: Hey DJ.

DJ: ohh, noldu Katie?

DJ esneyerek Katie'ye sordu.

Katie: Justin heykel gibi duruyor ve kaç saatten beri hiç hareket etmedi.

DJ: Hmmm, sence bunda bir iş var mıdır dersin?

Katie: Sanırım ama emin değilim.

Katie omuz silker.

Katie: Hey arkadaşlar, Justin'nin 50 saatten fazla hareket etmemesi size de şüpheli gelmedi mi?

Trent: Aslında evet... kaç saatten beri öyle duruyor.

DJ: Onun dikkatini çekmeye çalışmalı mıyız sizce?

Trent: Olabilir.

Trent Gwen Katie ve DJ Justin'nin yanına giderler.

Gwen: Hey, merhaba?

Gwen Justin'e el sallar.

Trent: Yip, yip, yip, yip, yip!

Katie ambulans sesi çıkarmayı denedi ama bu da başarısız oldu.

DJ: Hey, sanırım bu işe yarayabilir.

DJ Justin'nin kulağına gider.

DJ: DEVİN JOSEPH ALBERTOOO! KALK UYAN OKULA GEÇ KALACAKSIN!

DJ Justin'nin kulağına bağırdı ve Justin irkildi ve gözlerini açtığında herkes gözlerin makyaj olduğunu anladı ve herkes şok oldu.

Justin: Sorunun ne dostum?

Justin kulağını tutarak DJ'e sordu.

Eva: Onu gözlerini boyarken gördüm! Biliyordum!


Confessional

Eva: Aslında yapmadım ama... biliyordum, yani bilmiyordum ama yine de biliyordum işte!

Confessional End


Chris: Bunu görmem lazım!

Chris Justin'in yanına gider ve Justin utangaç bir şekilde Chris'e gülümser.

Chris: Bu kesinlikle inanılmaz olsa da maalesef dışarıdasın adamım.

Justin başını eğdi ve iç çekti.


Confessional

Justin: Bir yere kadar iyi gitmiştim oysaki...

Justin iç çeker.

Justin: Ama bu gözleme hayran kaldım doğrusu. İyi iş Katie ama bu takımım için iyi olmadı.

Confessional End


Bir grup somon, Owen'la birlikte suya atlar, ekran sola doğru eğilir, somonlar ve Owen şelaleye doğru çıkarlar ve zaman değişmeye başlar. Gece'de gündüze, gündüzden geceye ve sonrasında tekrardan gündüze döner.

Beth uyanır ve sabah olduğunu görür.

Sonrasında Lindsay ve Tyler'a bakar ve Izzy'i uyandırır.

Izzy esner.

Izzy: Hey, ne oluyor?

Beth: Hey Izzy, Lindsay'i Tyler'ın yanına taşıyabilir misin?

Izzy: Neden ki?

Beth: Çünkü ikisi birbirlerine aşıklar ve birlikte uyanmak onlara iyi gelecektir.

Izzy: Bu iyi bir fikir. Ben Lindsay'i alırım.

Izzy Lindsay'i alır ve Tyler'ın yanına götürür ve Lindsay'i Tyler'ın üzerinde bırakır.

Izzy sonrasında Noah ve Cody'i ayrı yerlerde görür ve sırıtır.


Confessional

Izzy: Bu çok eğlenceli olucak!

Izzy kıkırdar.

Confessional End


Izzy Noah'ı tutar ve Cody'nin yanına bırakır ve bilerek onları dudak dudağa getirir ve sonrasında sırıtır ve kıkırdar.


Confessional

Izzy: İleride alacakları şöhret için bana teşekkür edecekler. Sadece söylüyorum.

Confessional End


Daha sonrasında sahne Cody ve Noah'a odaklandı.

Noah öpen taraftı ve Cody de bir kız tarafından öpüldüğü düşüncesinde gülümsüyordu ama ikisi de uyandıklarında birbirlerine baktılar ve çığlık atıp başka taraflara doğru kaçtılar.


Confessional

Noah: BU ASLA YAŞANMADI TAMAM MI?!

Noah bunu söylerken hem öfkeli hem de kızarmıştı.

Confessional

Cody: Ummmm... bu konu hakkında konuşmak istemiyorum...

Cody kızarık haldeydi ve utanmış görünüyordu.

Confessional End


Diğer tarafta Heather Gwen Trent Eva DJ ve Katie oturuyorlardı.

Gwen: (Esneyerek) Şuanda kahve için bir adamı öldürebilirim.

Eva: Burada aynı.

Eva esneyerek Gwen'e katıldığını söyledi.

Chris kahvesiyle kalan beşlinin yanına gelir.

Chris: Sizin sorununuz ne çocuklar? Hadi uyuyun artık!

Chris kahvesinden bir yudum alırken Gwen Chris'in kahvesini almaya çalışır ama başarılı olamaz.

Gwen: Lütfen kahveni ver bana! Çekirdekleri bile olur. Ne olursa olsun!

Chris: Pekala, siz altınız benimle kalın, geri kalanınız gidip duş alın, hepiniz, leş gibi kokuyorsunuz!

Noah: HEMEN O TUVALETE GİTMEM GEREK!

Noah aceleyle elini dudağına koyarak hızlıca tuvalete doğru koşar.

Bridgette Geoff Courtney ve Sadie Noah'ın tavrı karşısında şaşırırlar.

Geoff: Ne olmuş olabilir sizce?

Bridgette: Bilmiyorum, en erken yatanlardandım.

Sadie: Bende masalda sızmışım.

Courtney: Duncan'nın üzerindeyken bi de.

Sadie: Duncan'nın yanımda olduğunu unutmuşum.

Sadie elini başına koyar.

Geoff: Pekala, şuan üçe üç gidiyoruz ve Katie DJ hala uyanıklar! Çok etkileyici.

Sadie: Bu beni de şaşırtıyor doğrusu.

Diğer tarafta Tyler ve Lindsay uyanırlar.

Birbirlerini gördükleri için kızarırlar ve birlikte yerden kalkıp oradan ayrılırlar.

Chris: İşin bu noktaya kadar gelmesini istememiştim ama dün gece Chef Hatchet ile bunu konuştuk.


Geçmişe Dönüş

Chris: Chef, işlerin bu noktaya gelmesini istemiyorum ama lanet olsun bu kampçılar çok inatçı.

Sonrasında Chef'in aklına bir fikir gelir ve Chris'e bir şeyler fısıldar ve Chris sırıtır.

Geçmişe Dönüş Biter


Chris: Chef bana sizler için en sıkıcı, en uyku getiren aktiviteyi söyledi.


Confessional

Gwen: Ughh, hadi ama peki şimdi ne olacak? Pekala, biliyor musun? Getir onu bakalım!

Confessional

Eva: Sonuna kadar çok iyi gittim ve vazgeçmeye niyetim yok! Chris bana en acı darbesini göstersin bakalım!

Confessional End


Chris bir kitap çıkarır.

CHris: Kanada Tarihi!

Chris kitabı açar.

Chris: Birinci bölüm, kunduz Kanada'nın ulusal sembolüdür ve kunduzlar hakkında sürekli "baraj" şakası yapılır.

Herkes inler.

Gwen: Lanet olsun.

Sahne bir kunduz barajını gösterir. Kunduzlar Owen'nın üzerinde kuyruklarını sallarlar.

Chris: Ve elbette, bu olaylar büyük tartışmalara sebep oldu ve...

Katie Eva ve Heather uykuya dalarlar.

Chris: ...Bu olay 1812'de savaş olarak ilan edildi.

Sonrasında Trent uykulu halde yere baktı ve...

Gwen: Trent...Hayır!...

Trent yere düşer ve o da uyur.

Gwen: Trent, beni bırakma!


Confessional

DJ: Takımımdaki tek uyanık olan benim ve bir kez olsun bir şeyi kendim için kazanmak istiyorum! Gwen zorlu olsa da bunu kazanmak zorundayım. Kendim için!

Confessional End


Chris: Tuvalet molası zamanı, gitmek isteyen var mı?

DJ: Hiç gerek yok.

Gwen: Burada aynı.

Chris: Pekala o zaman.

Chris kitabı okumaya devam etti.

Gwen ve DJ'in gözleri kapanmayı başlamıştı ve uyuyan kişi...Gwen oldu.

Gwen yere yığıldı.

Chris: DJ kazandı, yani Killer Bass kazandı!

DJ: Ben yaptım mı? Kazandım mı? Aman Tanrım, inanamıyorum!

DJ heyecanla çıldırmış arası kahkaha attı ve sonrasında yere düştü ve uyudu.

Screaming Gophers (Gwen Trent Heather Owen hariç) kime oy verecekleri hakkında tartışıyordu.

Beth: Kime oy vermeyi düşünüyorsunuz arkadaşlar?

Cody: Emin değilim. Bence ilk kim uyuduysa onu oylayalım.

Noah: Owen mı?

Justin: İlk uyuyan oydu ve onu kaç günden beri görmedik.

Izzy: Ama ilk mücadelemizi onun sayesinde kazanmıştık. Hatırların.

Leshawna: Hmmm, doğru ama kimi oylamamız gerekiyor?

Noah: Justin'e ne dersin? Onun hile yaptığını duydum.

Justin: Hey! Bunu takım adına kazanmaya çalışıyordum.

Noah: Ama bu şekilde değil Justin. Hile yapmak yanlıştır.

Lindsay: Ama Justin çok yakışıklı!

Beth: Yakışıklı olması hayat kurtarmıyor sanırım.

Leshawna: Pekala, o zaman hepimiz oyluyoruz...-

Owen: Merhaba arkadaşlar.

Owen çırılçıplak halde takımının yanına gelir.

Kızlar gözlerini kaparken erkekler Owen için karışık duygular besliyordu.

Justin: Sanırım kararımızı verdik değil mi arkadaşlar?

Owen hariç herkes başını sallar ve Owen'nın kafası karışır.


Confessional

Owen: Acaba yanlış bir şey mi yaptım?

Confessional End


Sahne eleme törenini gösterir.

Chris, Screaming Gophers'ların yanına yaklaşır.

Chris: Hepiniz önemli bir kararla oy verdiniz, bu tabakta sadece on şekerleme var, adınızı söylediğimde, marshmellow'unuzu alın. Marshmallow alamayan kampçı derhal Utanç İskelesine gitmeli ve elenen kampçı buraya bir daha geri dönemez.

Herkes elenme konusunda endişeliydi.

Chris: İlki Gwen'e gidiyor.

Gwen marshmellow'unu almak için ayağa kalkar ve marshmellow'unu alır.

Chris: Trent.

Trent gülümser ve marshmellow'unu almak için ayağa kalkar ve marshmellow'unu alır.

Chris: Heather.

Heather marshmellow'unu alır.

Chris: Leshawna.

Leshawna gülümser ve Marshmellow'unu alır.

Chris: Beth ve Lindsay.

Beth And Lindsay: Yaşasın!

İki kızda marshmellow'larını alırlar.

Chris: Izzy.

Izzy: Evet!

Izzy marshmellow'unu alır.

Chris: Cody.

Cody rahatlar ve Marhmellow'unu alır.

Chris: Ve Noah.

Noah marshmellow'unu alır ama Owen için endişelidir.

Chris: Kampçılar, bu gecenin son marshmallow'u...

Owen ve Justin gergin halde birbirlerine bakarlar. Owen baya korkmuş görünürken Justin Owen'ın aksine biraz daha sakin görünüyordu.

...

...

...

Chris: Justin.

Justin gülümser ve marshmellow'unu alır.

Chris: Owen, üzgünüm adamım ama Utanç İskelesi seni bekliyor.

Owen: Awww, biraz daha kalmayı umuyordum.

Izzy: Seni özleyeceğiz Big O.

Noah: İstiyorsan marshmellow'umu yiyebilirsin.

Owen Noah'a sarılır ve Marshmellow'unu alır ve yer.

Sonrasında diğerleri Owen'a veda ederler ve Owen utanç iskelesinde yürürken arkasından herkes Owen'a el sallarlar.

Owen, Chef'in kullandığı tekneye biner ve gider.

Owen: Erken elenmek üzücüydü ama bir kez olsun Marshmellow yedim ve bazı arkadaşlar edindim. Herkese bol şans diliyorum ve umarım hak eden birisi kazanır.

Owen teknede otururken bunları söyledi.


Confessional

Justin: Owen'nın gitmesi beni üzse de ya ben elenecektim ya da o... ve bu konuda kararım kesindir. Kusura bakma dostum.

Confessional

Noah: Bugün en iyisi değildi. Bir erkek beni öptü ve katlanılabilir insanlardan birisi elendi.

Noah iç çeker.

Noah: O adamı özlicem.

Confessional End


Chris: Beklenilmedik birisi elendi. Acaba diğer bölümde kim elenecek ve daha neler yaşanacak? Bunun için Total Drama Island'ı kaçırmayın!

Ekran kararır.


Votes:

Owen: Heather Cody Beth Lindsay Gwen Trent Leshawna Justin

Justin: Owen Izzy Noah

Elimination Order

22- Ezekiel
21- Owen

Screaming Gophers: Lindsay Heather Leshawna Trent Gwen Cody Justin Beth Izzy Noah

Killer Bass: Courtney Sadie Katie DJ Duncan Eva Tyler Harold Geoff Bridgette

Note: Heyyy millet! Bir bölüm daha bitti! Bu bölüm sizleri umarım şaşırtabilmişimdir! Owen elendi ve kaderler tamamen değişti. Ayrıca Sadie Duncan'ın üzerinde uyandığı kısımları yazmadım çünkü böyle bir şey başka bölümde olucak ve bunu burada da yazarsam garip ve saçma olur. O yüzden atladım. Onun dışında DJ Katie anları vardı. Onları seviyorum ve onları yazarken başta zorlandım ama yine de keyifliydi. Gwen'nin satırlarından birisini yazarken çok zorladım umarım iyidir. Her neyse. Burada Justin'e bir arc eklemiş olduk ve Noah Izzy Cody gibier de bu bölümde konuştular. Herkesi adilce yazmaya çalışıyorum ve umarım başarabilmişimdir. Her neyse sonralardan artık notları bırakıcam sanırım çünkü yazması üşendirici, lol! Her neyse, umarım bu bölümü sevmişsinizdir ve Owen'nın elenmesiyle birlikte hikaye daha da ilginç olmuştur. Ayrıca bir süreliğine bu seriye ara vericem ve Dead Island'a odaklanıcam. Umarım o seriyi bitiririm. Şimdilik hoş çakalın :)