Chris: Total Drama Island'ın son bölümünde yaşananlar! Takımlar dağıldı. Bundan sonra bütün kampçılar artık sadece kendi adlarına yarışacaklar. Ve bu karışmaya biraz dram ve eğlence vermek için Owen ve Izzy'i geri getirdik. Kampçılar acı yoksa oyun yok oyunumuzda işkencenin her türlüsünü fazlasıyla yaşadılar. Courtney en yakın arkadaşı Bridgette'i içi sülük dolu varile sürükledi ama sörfçü kızın şansına parti adamımız Geoff, beyaz atlı prens gibi davranıp sevdiği kız için 10 saniye boyunca içi sülük dolu varilde durmaya çalıştı ama başaramadı. Izzy oyunda çok iyi olsa da kendisiyle Sadie'yi bir şekilde oyundan eletmiş oldu. Leshawna ve Eva finale kaldılar. Leshawna bir boz ayısıyla birlikte bir kütükte yuvarlandılar. Boz ayısı piranalara yem olurken Leshawna hem dokunulmazlığı hem de bu güzel karavanı kazandı! Courtney'in diğer takımla girdiği iş birliği sonucu sporcu kızımız Eva'nın elenmesiyle sonuçlandı. Diğerleri Courtney'in yaptığı şeye karşılık bir şey yapacaklar mı? Bridgette 2. En iyi arkadaşı Eva olmadan ne yapacak? Owen ve Izzy oldukları yerden daha ileriye gidebilecekler mi? Leshawna karavanı sezon boyunca koruyabilecek mi?

Chris sırıttı.

Chris: Bu tarz soruları yeni bölümümüzde öğreneceksiniz çünkü Total Drama Island şimdi başlıyorrr!


(Intro)


Sahne wawanakwa kampının yeni bir güne uyandığını gösterir. Sonrasında sahne bir ağacı gösterir. Bir sincap kahvesiyle birlikte ağaç deliğinden çıkar. Sincap sırtını kaşır ve esner, sonrasında da kahvesini yudumlar.

Sincap kahvesini içerken sincabın yanından bir kuş geçer. Kuş uçarken karavanın kapısına çarpar.

Sahne karavanın içini gösterir.

Leshawna karavanın içinde uyuyordu. Elbette ki biraz horluyordu ama Harold'ın gözünden masumca uyuduğu kesindi.

Leshawna uyandı ve esnedi.

Leshawna: Mhhmmm... günaydın evren, Leshawna kalktı ve yeni bir güne hazır...

Leshawna uykulu bir şekilde söyledi.

?: Bunu duymak çok güzell!

Leshawna: Aaaaaahhhhh!

Leshawna arkasına döndüğünde Izzy'i görür.

Leshawna: Izzy?! Burada ne yapıyorsun?

Leshawna öfkeyle çılgın kıza sordu.

Izzy: Dünkü partiden sonra içime bir kuşku çöktü ve karavanını biraz daha ileriye doğru çektim. Sonrasında uykum geldi ve geceyi senin Karavanında uyuyarak geçirdim.

Izzy açıkladı.

Izzy: Ayrıca, çok fena horluyorsun. Ben elenmeden önce de böyle horlar mıydın sen?

Izzy Leshawna'yı işaret ederek sordu.

Leshawna: Ben ve horlamak mı? Gerçekten mi?

Leshawna sordu ama bunu sorarken kesinlikle horladığına inanmıyordu veya inanmak istemiyordu.

Leshawna: Ama diğer taraftan... neden karavanımı ileriye doğru çektin ki zaten?

Leshawna çılgın kıza sordu.

Izzy: İç güdülerim bu karavana bir şeyler olacağını söyledi. Bu yüzden bende karavanını kaybetmemen adına karavanı ileriye doğru çektim.

Izzy açıkladı.

Leshawna: Tamam o zaman...

Leshawna inanmayarak söyledi.


Confessional

Leshawna: O kız sanki tek başına bir karavanı ileriye doğru itebilirmiş gibi.

Leshawna alaycı bir şekilde söyledikten sonra gözlerini devirdi.

Confessional

Izzy: Pekala, karavanı itmek benim için sıkıntı değildi, ayrıca bunu dünkü moral partisinde Leshawna'ya söylemiştim.

Izzy açıkladı.

Izzy: Sanırım dediğimi unuttu ama ne yalan söyleyeyim, dün gece çok eğlendik ve büyük ihtimalle uykulu olduğundan bunu hatırlamıyor.

Izzy söyledi.

Confessional End


Sahne Leshawna'nın karavanın kapısını açıp dışarıya çıktığını gösterir.

Arkasına döner ve şaşırır.

Leshawna: Gerçekten mi?

Leshawna şaşkınlıkla sordu.

Izzy dışarıya çıktı.

Izzy: Sana söylemiştim.

Izzy sırıtarak Leshawna'ya söyledi.

Leshawna iç çeker.

Leshawna: Pekala, bunu neden yaptığını bilmiyorum ama teşekkür ederim sanırım?

Leshawna çılgın kıza belirsiz bir şekilde teşekkür etti.

Izzy: Rica ederimm!

Izzy Leshawna'ya söyledi.

Leshawna: Pekala, hadi kahvaltı edelim. Ne yersin?

Leshawna çılgın kıza sordu.

Izzy: Ne varsa yerim!

Izzy neşeyle söyledi.

Leshawna: Pekala, dolapta ne varmış bir bakalım.

Leshawna, Izzy ile karavanın içine girmeden önce söyledi.

Sahne kızların olduğu kulübünü gösterir. Courtney hala uyuyordu.

Courtney sonrasında uyandı ve gülümseyerek esnedi.

Courtney: Günaydın kızlar!

Courtney gülümseyerek söyledi. Belli ki birileri iyi bir uyku çekmişti.

Courtney etrafına baktı ve kızlar kulübesinde kendisinden başka kimsenin olmadığını fark etti.

Courtney: Kızlar?

Courtney endişeyle sordu ve sonrasında dünkü olayları hatırlayınca üzüntüyle diğer tarafa baktı.


Confessional

Courtney: Pekala, Eva'yı elemek en iyi hamlem olmadığını kabul ediyorum ama o büyük bir tehditti, ayrıca herkes bana bu yüzden kızgın olamaz, bu sadece bir oyun, bunu anlamaları lazım.

Courtney söyledi.

Courtney: Ayrıca eminim ki onlar benden önce kalkmışlardır ve beni uyandırmaya kıyamamışlardır.

Courtney kendinden emin bir şekilde gülümsedi ama bu gülümsemesi birden durdu ve yüzü endişeyle kaplandı.

Courtney: Değil mi?

Courtney endişeyle sordu.

Confessional End


Sonrasında sahne Trent'i yüzerken gösterir.

Sonrasındaysa sudan çıkar ve ağacın altında resim çizen Gwen'e bakar.

Trent: Hey güzelim, ne çiziyorsun bakalım?

Trent gotik kıza sordu.

Gwen Trent'e bakar ve gülümser.

Gwen: Uhhh... Hiçbir şey!

Gwen çizimine devam ederken görülür.

Kamera Gwen'in çizdiği resme odaklanır.

Resimde Trent üstsüz bir şekilde duruyordu. Detaylı bir çizimdi. Trent'in hafiften görülen karın kasları bile çiziliydi.

Gwen resmi çizerken dudağını ısırıyordu. Sonrasında kamerayı fark etti ve kameraya doğru döndü.

Gwen: Hey, bunu çekmeye iznin yok, bu özel!

Gwen eliyle kamerayı kapatarak söyledi.


Confessional

Gwen: Bak, Trent'i severim, hem de çok, ama... buraya geldiğimiz günden itibaren aramızdaki ilişkiyi düşündüm. Biraz karışık gibi görünüyor. Beni yerin altında bıraktığı zamanı hala unutamıyorum...

Gwen üzüntüyle iç çekti.

Gwen: Biliyorum o olay üzerinden çok zaman geçti ama yine de bilmiyorum... onunla bir ilişkiye hazır mıyım emin değilim...

Gwen itiraf etti.

Confessional

Trent: Gwen harika bir kız. Onunla vakit geçirmeyi seviyorum. Onunla bir ilişkiye girmek istesem de bunun doğru zaman olup olmadığından emin değilim...

Trent itiraf etti.

Confessional End


Sahne Chris'i korsan kıyafetiyle gösterir.

Chris balyemez topu ateşler.

Sahne Leshawna ve Izzy'in dışarıda şezlongta uzanıp soda içtiklerini gösterir.

Chris'in ateşlediği top karavanın biraz daha uzağına düşer.

Kızlar topun sesini duyunca arkalarına dönerler.

Leshawna şoke olmuş görünüyordu.

Izzy: Bak sana söylemiştim. Benim sayemde hala bir karavanın var.

Izzy kendisini överek söyledi.

Leshawna hala şaşkın görünüyordu.


Confessional

Leshawna: Az önce... ne oldu böyleee?

Leshawna büyük bir şaşkınlıkla sordu.

Confessional

Izzy: İç güdülerimin beni yanıltmayacağını biliyordum. Teşekkürler iç güdülerim, sizleri en iyisisinizz!

Izzy içgüdülerine teşekkür ederek söyledi.

Confessional End


Chris: (Korsan aksanıyla) Evet arkadaşlar! Sizleri 5 dakika sonra amfi tiyatroda bekliyor olucam! Sizlere bugünkü mücadeleyi açıklıcam!

Chris elindeki megafonla söyledi.

Sahne DJ Geoff Owen Sadie ve Bridgette'i erkekler kulübesinde gösterir.

Owen: Pekala, gitme zamanı.

Owen diğerlerine söyledi.

DJ: Hadi gidelim millet.

Hepsi ayağa kalktı. Erkekler önden giderken Bridgette ve Sadie geride kaldılar.

Sadie: Courtney'i gördüğünde ona trip atmayı unutma, tamam mı?

Bridgette: Tamam... peki ya sizde öyle yapacak mısınız?

Bridgette sordu.

Sadie: Büyük bir zevkle.

Sadie sırıttı.

(hehehehehehe😈😈 kötülükkk LoL)


Confessional

Sadie: Courtney'in yaptığı hamle onu daha da eleme odağı hale getirdi. Bugün eğer dokunulmazlık kazanamazsa o çok gidecekk!

Sadie heyecanla söyledi.

Sadie: Ve sonunda Katie'nin intikamını alabilirim!

Sadie: EEEEEEEEE!

Sadie ciyaklar.

Confessional

Bridgette: Dün gece diğerleriyle Courtney hakkında konuştuk. Elbette ki ona bunu yapmak istemiyorum ama beni buna mecbur etti...

Bridgette iç çekti.

Bridgette: Keşke bu durum hiç yaşanmasaydı...

Bridgette üzüntüyle söyledi.

Confessional End


Sahne Heather ve Courtney hariç herkesin amfi tiyatroda otururken gösterir.

Courtney neşeyle amfi tiyatroya gelir.

Courtney: Hey Bridgette, günaydınn!

Courtney neşeyle arkadaşını selamladı.

Bridgette umursamaz bir şekilde diğer tarafa baktı.

Courtney diğerlerinin de aynı yüz ifadesinde olduğunu görür.

Hepsi Diğer tarafa bakıyordu. Belli ki hepsi CIT kızına trip atıyordu ve onu görmezden geliyorlardı.

Courtney üzüntüyle başını eğdi.


Confessional

Courtney: Pekala... sanırım Eva'yı elememe gerçekten de kızmışlar...

Courtney gergin bir şekilde söyledi.

Confessional End


Courtney diğer tarafa geçti. Herkesten uzak tarafa.

Sonrasında Heather geldi. Amfi tiyatro iki tarafa ayrılmış gibi görünüyordu. Bir tarafta Courtney ve diğer tarafta da diğerleri oturuyorlardı.

Heather Courtney'e baktı. Courtney üzgün bir şekilde oturuyordu.

Heather sırıttı.


Confessional

Heather: Eva'nın elenmesiyle Courtney daha fazla düşman kazanmışa benziyor.

Heather sırıttı.

Heather: Üstelik en yakın arkadaşı olan Bridgette bile onu görmezden geliyor! Bu inanılmaz!

Heather neşeyle söyledi.

Heather: Courtney'in artık benden başka bir seçeneği yok gibi görünüyor. İşte ben buna kontrolü ele almak derim!

Heather söyledi.

Confessional End


Heather Courtney'in yanına oturdu.

Courtney Heather'a baktı ve gülümsedi. En azından birileri onu dışlamıyordu.

Courtney: Teşekkürler Heather. Gerçekten.

Courtney kraliçe arıya teşekkür etti.

Heather: Sorun değil, bilirsin arkadaşlar bunun içindir. Kötü gününde yanında olurlar.

Heather Courtney'e söyledi.

Courtney Heather'a gülümsedi.


Confessional

Heather: Onun yanına oturma nedenim tamamen yalnız oturmayı sevmemden kaynaklı. Genelde çok fazla insanla birlikte oturmam. Genelde yalnız otururum ve öyle tercih ederim.

Heather itiraf etti.

Heather: Courtney onunla oturduğum için kendisini şanslı saymalı.

Heather söyledi.

Confessional End


Chris: (Korsan aksanıyla) Evet millet, bugün sizleri çok güzel bir macera bekliyor!

Chris, yarışmacılara söyledi ve sonrasında omzundaki sahte papağan öne doğru eğilir. Chris sonrasında sahte papağanı tekrardan omzuna geri koyar.

Owen: Güzel!

Owen söyledi.

Geoff: Peki ya örtünün altında ne var?

Geoff sordu.

Chris: (Korsan aksanıyla) Her şeyin bir zamanı vardır evlat. Şöyle eski usullü keyifli bir define avına var mısınız söyleyin bakalım!

Izzy: Ohh evet evett! Ben varım! Ben varımm!

Izzy heyecanla elini kaldırarak söyledi.

Gwen: Ehh...

Gwen gözlerini devirerek söyledi.

Owen: Bir define avı fena olmaz, ayrıca define avları eğlencelidir.

Owen diğerlerine söyledi.

Trent: Ben bilemedim dostum.

Trent obur adama söyledi.

Chris: (Korsan aksanıyla) Ama bu define avının bir özelliği var çocuklar. Arayacağınız şey gizli olmadığı gibi bir hazine de değil.

Owen: Uhhmmm... ne?

Owen kafası karışmış bir şekilde sordu.

Courtney: Madem define avı değil...-

Izzy: Hazine avı.

Izzy Courtney'in kelime yanlışını düzeltti.

Courtney: İkisi de aynı şeyy!

Courtney Izzy'e bağırarak söyledi.

Heather hariç hepsi Courtney'e onaylanmayan bakış atarlar.

Courtney üzüntüyle iç çeker.


Confessional

Courtney: Bugün benim için biraz zorlu geçecek...

Courtney söyledi.

Confessional

Izzy: "Define" ile "hazine" kelimelerinin aynı anlama geldiklerini biliyorum ama bunu düzeltmezsem olmazdı.

Izzy itiraf etti.

Izzy: Ama yine de Courtney'i gıcık etmek iyiydi.

Izzy kıkırdadı.

Confessional End


DJ: Madem hazine avı yoksa neden korsan kıyafetleri giyiyorsun? Sonuçta bunları giymen, hazine avı yapacağın anlamına gelir.

DJ açıkladı.

Chris: Aarrrghhhh!

Chris omzundaki sahte papağanı yere atar.

DJ: Ohh tanrım...

DJ sahte papağan için endişelenerek söyledi.

Chris: (Korsan aksanıyla) İyi açıklamaydı koca adam.

DJ: Teşekkürler?

Sadie ve Geoff, ne olduğunu anlamayan DJ'e baktılar.

Chris cebinden anahtar çıkarır.

Chris: (Korsan aksanıyla) Define sandıklarınızın anahtarlarını arayacaksınız!

Chef örtüyü açar ve içinden birkaç hazine sandığı çıkar. (Sandıklar parıldıyor)

Sadie: Vaayyy!

Izzy: Muhteşem görünüyor.

Chris: (Korsan aksanıyla) Bu hazine sandıklarının her birinin içinde sizleri bolca şımartacak şeyler olacak. Eğer şansınız varsa hazine sandıkların birisinden dokunulmazlık bile kazanabilirsiniz! Hahahahahaa!

Chris korsan kahkahası atar.

Sonrasında Chef elinde içi tahta dolu kovayla Chris'in yanına gelir.

Chef: Hadi bakalım, şimdiyse kovadan birer tahta parçası çekin.

Chris ona dik dik bakar.

Chef: (Korsan aksanıyla) Oh oh ohh! Hadi bakalım, şimdiyse kovadan birer tahta parçası çekin!

Chef korsan aksanını taklit etmeye çalışarak söyledi.

Chris ona diye dik dik bakar.

Chef: Nee var? Elimden bi bu geliyor.

Chef Chris'e söyledi.

Chris iç çekti, Chef'in iyi bir şekilde korsan aksanıyla konuşacağını düşünmüştü ama Chef onu hayal kırıklığına uğratmıştı.

Chris sonrasında suratı asık bir şekilde kampçılara döndü.

Chris: Hadi kovadan tahta parçanızı çekin.

Chris somurtarak kampçılara söyledi.

Gwen ve Owen birbirlerine baktılar.

Sonrasında bütün kampçılar Chef'in elindeki kovadan tahta parçalarını aldılar. Tahta parçalarının hepsinde farklı farklı resimler ve simgeler vardı.

Chef: Bu ipuçları sizlere anahtarınızı bulmanızda kolaylık sağlayacaktır.

Chef kampçılara söyledi.

Owen kendi tahta parçasına baktı. Tahta parçasında ayı resmi vardı, altında da anahtar simgesi vardı.

Owen: A-Ayı mı?

Owen korkuyla sordu.

Gwen: Sanırım o anahtar ayının boynunda.

Gwen Owen'a söyledi.

Owen korkuyla yutkundu.


Confessional

Owen: Ayı mı? Yani bir ayının boynundan anahtar mı alacağım?

Owen korkuyla sordu.

Owen: Ya o ayı beni yemeğe çalışırsa?

Owen daha da korkmuş görünüyordu.

Owen: Ayı tarafından yenmek istemiyorumm!

Owen ağlayarak söyledi.

Confessional End


Trent Owen'ın korkmuş bir şekilde görür ve onun yanına yaklaşır.

Trent: Dostum, eminim ki o ayı zararsızdır ve ayılar genellikle mağaralarında uyur. Bu yüzden çok endişelenme. Anahtarı oradan almak zor olamayacak.

Owen morali hafiften düzelerek gitarcı çocuğa gülümsedi.

Owen: Teşekkürler Trent. Sen iyi bir arkadaşsın.

Trent: Sorun değil, sende iyi bir arkadaşsın.

Gwen bu ana gülümsedi.


Confessional

Gwen: Trent çok tatlı. Tatlı olmasının yanı sıra insanların moralini düzeltmekte çok iyi. Kötü bir şeyi anında pozitif bir yaklaşım sergiliyor.

Gwen sevgiyle söyledi.

Gwen: Onda en sevdiğim şey bu. İnsanları karanlıktan aydınlığa geçirmesi. Sanırım ona aşık olamamın nedeni bu.

Gwen gülümsedi ve kızardı.

Confessional

Owen: Yaşasın! Ayı tarafından yenmeyeceğim! Woohhoooo!

Owen ayı tarafından yenmeyeceği için coşkuyla sevindi. Ama sonrasında durdu.

Owen: Ama ya ayıdan anahtarı almaya çalışırken ağzını kafama değdirirse?

Owen hafif endişeyle sordu.

Confessional End


Heather kendi tahta parçasına bakar. Tahtada kapı resmi vardı. Kapının içinde de anahtar simgesi vardı.

Heather: Bu da ne?

Heather sordu.

Sadie: Bir bakayım.

Sadie Heather'ın tahta parçasına bakar.

Sadie: Hmmm... kapı... kapının içinde de anahtar...

Heather ve Sadie tahta parçasına dikkatle baktılar.

Sadie: Sanırım girilmesi hoş karşılanmayan bir yere girip anahtarı alman gerekiyor.

Chef Sadie'nin yanına gelir.

Chef: Şişman kız doğru yere parmak bastı.

Chef Sadie'ye söyledi.

Sadie: Heyy!

Sadie incinmiş bir şekilde söyledi.

Chef: Girilmesi yasak olan bölgeye girip anahtarı almaya çalışman gerekiyor ve orada bulunan kişiye çok ama çok dikkat etmen gerekiyor!

Chef tehditkar bir şekilde kraliçe arıya söyledi.

Sadie: Ohh, sanırım mutfağı kastediyor!

Sadie neşeyle Heather'a söyledi.

Heather korkuyla yutkundu.


Confessional

Heather: Pekala, bu iyi değil. Chef'in mutfağı kırmızı çizgi.

Heather söyledi.

Heather: Geçen hafta Chef'in mutfağına gizlice gitmiştim...


(Geriye Dönüş)

Sahne Heather'ı mutfağa gizlice girdiğini gösterir.

Heather: Mutfaktan en sevdiğim cips olan dere otlu cipslerden alacaktım.

Heather etrafına baktı ve Chef'i göremedi. Heather rahatlamış görünüyordu.

Heather: Tam buzdolabından cipsi alacakken...

Heather: Onu gördüm!

Heather buzdolabını açar ve buzdolabının içinde Chef'i elinde satır tutarken gösterir.

Heather: Aaaaaaaaaaaaaaaahhhhh!

Heather çığlık atarak oradan uzaklaşır.

(Geriye Dönüş Biter)


Heather o anıyı hatırlayınca titrer.

Heather: O anı hatırlayınca resmen içim ürperdi...

Heather itiraf etti.

Heather: Şimdiyse oraya Chef'e yakalanmadan anahtarı almam gerekiyor... acaba bunu nasıl yapabilirim?

Heather düşünmeye başladı.

Confessional End


Sahne Geoff'i gösterir. Geoff kendisine çıkan resme bakıyordu. Tahta parçasında içi su dolu bir şey vardı. İçinde de anahtar. Geoff'in kafası karışmış görünüyor.

Geoff: Bu da ne?

Geoff sordu.

Bridgette: Tahminimce anahtar tuvaletin içinde. O anahtarı oradan alman gerekiyor.

Bridgette tahminde bulunarak söyledi.

Chef: Sörfçü kız doğru yere parmak bastı. Senin görevin, anahtarı tuvaletin içinden almak.

Chef Geoff'e söyledi.

Geoff: Ohh... kötüymüş dostum...

Courtney: İyi iş Bridgette!

Courtney arkadaşına gülümseyerek söyledi.

Bridgette kollarını kavuşturarak diğer tarafa döndü.

Courtney somurttu ve sonrasında elindeki tahta parçasına baktı.

Courtney: Ateş mi? Ne oluyor lan?!

Courtney sordu.

Chef: İpucun ateşte işte, daha neyi anlamıyorsun?!

Chef Courtney'e söyledi.

Courtney öfkeyle gözlerini devirdi.

Sahne hepsinin Chris'e baktıklarını gösterir.

Chris: (Korsan aksanıyla) Haydi küçük haylazlar, gidip anahtarlarınızı bulup doğu saatinde 6'da getirmiş olun!

Chris saatine bakarken söyledi.

Sonrasında sahne Chris'in elindeki anahtarıyla sandığı açtığını gösterir.

Chris: (Korsan aksanıyla) Sandıkları açık ve sandığın içindeki ödüllere kavuşun!

Chris: (Korsan aksanıyla) Hepinize bol şans haylazlar. Şimdiyse iş başına!


Confessional

Gwen iç çeker.

Gwen: Pekala bu saçma yarışları kim düşünüyor bilmiyorum ama Chris'in korsan kıyafeti çok iğrenç ve gereksiz. Resmen göz zevkimi bozuyor!

Gwen itiraf etti ama sonrasında bir şey fark eder.

Gwen: Ughh! Tam da Heather gibi konuştum!

Gwen öfkeyle söyledi.

Confessional

Trent: Hazine avlarını severim. Küçükken dedemle birlikte çok oynardık.

Trent gözünden akan yaşı siler.

Trent: Ohh... güzel zamanlar...

Trent diğer gözündeki yaşı silerken söyledi.

Confessional

Sadie: Pekala, bunları küçükken Katie ile sık sık oynardık. Bu yüzden bu işte biraz usta sayılırım!

Sadie heyecanla söyledi.

Sadie: Ama bir noktada bulduğumuz şeyler şeker, çikolata ve birkaç tokaydı. Hatta bir keresinde annemin çoraplarını bulmuştuk ve... bu en iyi an değildi...

Sadie itiraf etti.

Confessional

Courtney: Hazine avları zor değil. Şahsen danışmanlık kampındayken bize bazı kayıp şeyleri buldurturlardı. Bu da ona benziyor bence.

Courtney deneyiminden söz etti.

Courtney: Ama yine de... ateş beni germiyor da değil...

Courtney hafif gerginlikle söyledi.

Confessional End


Herkes yavaştan amfi tiyatrodan ayrılırken Courtney, en yakın arkadaşının yanına gitti.

Courtney: Hey Bridge, sana yardım etmemi ister misin?

Courtney en yakın arkadaşına sordu.

Bridgette arkadaşının yüzüne bakmadan düm düz ilerledi.

Courtney ona kaşlarını çatarak baktı.

Courtney: İyi tamam, böyle mi olmasını istiyorsun?!

Courtney bağırarak sordu.

Courtney: Peki tamam, öyle olsun! Eğer yardıma ihtiyacın olursa sakın yanıma ağlayarak gelme!

Courtney Bridgette'e söyledi.

Bridgette söylenilen şeyi duydu ve incindi ama Courtney bunu görmedi.


Confessional

Bridgette: Bu biraz inciticiydi ama... ona trip atarak doğru yapıyorum değil mi?

Bridgette sordu.

Confessional

Courtney: Ona yeterince nazik davrandım zaten! Benimle konuşmamaya devam edecekse belki de aramızdaki arkadaşlığı bitirmeliyiz!

Courtney sert bir şekilde söyledi.

Confessional End


Courtney öfkeyle diğer tarafa doğru gitti.

Sahne Trent'i gösterir.

Anahtarı denizdeydi. Bir çubuğa asılıydı. Etrafında da köpek balıkları yüzüyordu.

Trent biraz gergin görünüyordu.

Trent: Pekala, anahtarımı o köpek balıklarından nasıl alabilirim?

Trent düşünmeye başladı.

Trent: Tamam, sanırım anladım!

Daha sonrasında Trent mayosunu giymiş bir şekilde geri döner. Elinde balıklar vardı.

Gwen Trent'e endişeyle baktı.

Trent balıkları köpek balıklarına doğru attı.

Trent: Alın yiyin bakalım sizi koca köpek balıkları!

Trent balıkları köpek balıklarına atarken söyledi.

Trent köpek balıklarının balığı takip ettiğini gördükten sonra suya atladı ve anahtarını aldı.

Trent yüzeye çıktığında Gwen ona gülümsedi.

Trent: Son derece kolay oldu.

Trent anahtarını sallarken söyledi.

Gwen kızardı.

Sahne Heather'ı gösterir.

Heather Chef'in mutfağından anahtarı nasıl alabileceğini düşünüyordu.

Heather: O koca adamsan anahtarı gizlice nasıl alabilirim?

Heather düşünürken kendi kendine sordu.

Sonrasında aklına bir fikir gelir ve sırıtır.

Heather: Umarım Sadie meşgul değildir.

Heather sırıtarak Sadie'yi aramaya başlar.

Sahne Gwen'i gösterir.

Gwen kokarca deliğini görür.

Kokarcalardan birisi delikten çıkıp gotik kıza gülümser.

Gwen endişeyle bakar ve burnunu kapatır.

Sonrasındaysa Trent gotik kızın yanına gelir.

Trent: İyi misin?

Trent gotik kıza iyi olup olmadığını sorar.

Gwen: Ughh! Anahtarım şu kokarcaların deliğinde ve bende pek kokarcalardan hoşlanmam.

Gwen Trent'e söyledi.

Trent: Dinle, ben kendi anahtarımı aldım. İstersen sana yardım edebilirim.

Trent Gwen'e yardım teklifinde bulundu.

Gwen: Ama bu pratikte mümkün değil ki.

Gwen diğer tarafı işaret ederek söyledi.

Trent: Deliğe su dökersin ve onlar da hemen dışarıya fırlarlar.

Gwen: Yüzebiliyorlar mı?

Trent: Tabii.

Gwen: Harika.

Gwen gülümsedi.

Sonrasında kokuyu hatırlayınca burnunu yeniden kapadı ama yine de gitarcı çocuğa gülümsedi.

İki genç aşıklar birbirlerine gülümserler.

Sahne yemekhaneyi gösterir. Çatı tarafında Sadie'nin ipi aşağıya doğru çektiği görülür.

Heather aşağıya doğru iniyordu.

Heather uyuyan Chef'e bakıyordu.

Heather: (kısık bir sesle) Testere mi? Gerçekten mi?

Heather şaşkınlıkla sordu.

Heather ipi bırakıp gizlice buzdolabına doğru yaklaşır.

Buzdolabını açar ve anahtarı alır.

Heather: Evettt!

Heather kısık bir sesle sevindi.

Heather sırıtarak ipin yanına geldi.

Heather ipi salladı.

Sadie başını salladı ve ipi yukarıya doğru çekmeye başladı.

Heather yukarıya doğru çıkıyordu.

Her şey yolundayken bir sinek belirir ve Sadie'yi korkutur.

Sadie ipi tutmayı bırakır ve Heather düşmeye başlar ama Sadie bunu anında fark ederek ipi tutar.

Heather anahtarın düşerken görür.

Heather Ani refleksleri sayesinde son anda anahtarı yakalar.

Sonrasında Chef uyanır.

Chef: Benden başka herkesin midillisi var!

Chef elindeki satırı masaya vururken söyledi. Sonrasında da uyudu.

Sadie bu anı fırsat olarak görerek Heather'ı yukarıya doğru çeker.


Confessional

Heather: Eğer orada anahtarımı düşürseydim neler olurdu kim bilir?

Heather korkuyla söyledi.

Confessional End


Sahne Trent ve Gwen'nin ellerinde içi su kova tuttuklarını gösterir.

İkisi de kokarca deliğine doğru yaklaşırlar ve suyu oraya dökerler.

İkisi de kıkırdayarak oradan kaçarken kokarcalar sudan dolayı deliklerinden çıkıp kaçarlar.

Gwen ve Trent bu anı fırsat bilerek deliğin yanına gelirler.

Trent kıkırdadı.

Gwen de delikten anahtarını alır.

Trent gotik kıza gülümser.


Confessional

Gwen: Trent'in beni kokarcalardan korunmama yardım etmesi iyi oldu. Fena değildi.

Gwen söyledi.

Sonrasında gülümseyerek kameraya baktı.

Gwen: Tamam, o fena değilden de öte! Sanırım artık hazırım!

Gwen hafif heyecanla gülümsedi.

Confessional

Trent: Gwen çok zeki ve çok ta özgür ruhlu bir kız. Ayrıca göz zevkime de çok uyuyor. Ayrıca, beni çok mutlu hissettiriyor, sanki dünyanın en iyi adamıymışım gibi!

Trent heyecanla söyledi.

Trent: Ne yalan söyleyeyim, onun için her gün bir kokarca görebilirim.

Confessional End


Gwen Trent'e baktı.

Artık ne yapmak istediğini biliyordu.

Gwen hızlıca koşarak onu dudaklarından öptü.

İkisi de artık ilişkilerini resmiyete dökmüşlerdi.

Chris: Awww, ne kadar da yürekleri ısıtan bir an. Bu aşk dolu bakışları fark ettiniz mi?

Chris kalp çizdi.

Sonrasında Gwen ve Trent öpüşmeyi kestiler.

Trent çok mutlu görünüyordu.

Daha sonrasında ikisi de birlikte oradan ayrıldılar.

Sadie ve Heather birbirlerine baktılar. Heather kesinlikle öfkeliydi ama Sadie onlar adına sevinmişe benziyordu.


Confessional

Trent: Sonunda bu an gerçekleşti! İkimiz artık çıkıyoruz!

Trent neşeyle söyledi.

Trent: Woohhooo! Hahahahaaa!

Trent sevindi.

Confessional

Heather: Bu ikisinin çift olması hiç iyi olmadı. Bu adada bir başka güç birliğinin olmasına dayanamam!

Heather öfkeyle sitem etti.

Heather: Burada sadece benim güç birliğim olmalı o kadar!

Heather öfkeyle söyledi.

Confessional

Trent: Evet evet evet, evet evet evet, evet evet evet, evet evet evettt!

Trent sevincine devam ederken söyledi.

Confessional

Sadie: Awww! Onların bakışlarını gördün mü? Tıpkı benim ve Duncan'ınki ile tıpa tıp aynıı! Bu tamamen gerçek aşkın gücüüü!

Sadie söyledi.

Confessional

Trent küçük bir çocuk gibi neşeyle sevinmeye devam ediyordu.

Trent: Yaşasınnn! Wooohhhoooo!

Confessional End


Sahne Courtney'i gösterir.

Karşısında etrafı alevlerle çevrili bir halka vardı. Onu geçtiğinde anahtarı almış olacaktı.

Courtney: Ohh Tanrım...

Courtney endişeyle baktı.


Confessional

Courtney: Danışmanlık kampında bize ateşli halkadan atlama öğretilmedi! Bunu nasıl yapabilirim ki?

Courtney sordu.

Confessional End


Courtney düşündü.

Courtney: Pekala, sanırım bu ya şimdi ya asla anı. Acaba yapsam mı yoksa yapmasam mı?

Courtney kendi kendine sordu.

Courtney alevli halkaya yeniden baktı. Gözleri kararlı görünüyordu. Courtney alevli halkadan geçip anahtarını aldı.

Courtney anahtarını alınca çok sevindi.

Courtney: Evett! İşte bu! Woohhooo!

Courtney tezahürat etti.


Confessional

Courtney: Başardım! Anahtarımı aldımm! Woohhooo!

Courtney tezahürat etti.

Confessional End


?: Tebrikler Courtney, iyi iş çıkardın!

Courtney: Teşekkürler!... Izzy?

Izzy: Keşke bana da bundan çıksaydı. Çok eğlenceli görünüyor.

Izzy Courtney'e söyledi.

Courtney: Yerinde olsam bunu istemezdim.

Izzy: Eh, sen bilirsin.

Izzy omuz silkti.

Izzy: Şimdiyse benimkini alma zamanı!

Izzy kararlı bir şekilde Courtney'in yanından ayrıldı.

Courtney: Ne tuhaf.

Courtney Izzy hakkında söyledi.

Sahne DJ'in elindeki tahta parçasına bakıp ağaca doğru yürürken gösterir.

DJ: Pekala, ağacın dalında anahtarımı bulucam.

DJ söyledi.

DJ ağaca tırmandı. En köşeye doğru geçti. Anahtarı görünce gülümsedi.

DJ: Güzel, şimdiyse anahtarı alma zamanı.

DJ yavaşça ilerledi. Sonrasında karşısına ağaçkakan çıktı.

DJ ağaçkakanı görünce iç çekti.

DJ: Bu hiç iyi olamayacak...

Sahne Geoff'i tuvalette gösterir. Geoff dalış maskesi takmış bir şekilde tuvalete bakar.

Geoff tekrardan bakar.

Geoff: Dostum, bu ödül buna değse iyi olur.

Geoff söyledikten sonra ağzına solunum tüpü taktıktan sonra ayağını tuvalete sokar.

Sahne Sadie'yi gösterir. Kartına bakıyordu. Kartında arı kovanı vardı.

Sadie gerginlikle arılara baktı.

Sadie: Anahtarımı onlardan nasıl alıcam?

Sadie hafif endişeyle sordu. Sonrasında Izzy Sadie'nin yanına gelir.

Izzy: Hey Sadie naber?

Sadie: Pek iyi sayılmaz... arı kovanından anahtarımı almam gerekiyor...

Izzy: Ohh, dert ettiğin şey bu mu?

Izzy sordu.

Sadie başını salladı.

Izzy: Bu çok basit, istersen senin için oradan anahtarını alabilirim.

Izzy teklifte bulundu.

Sadie: Gerçekten mi?

Sadie sordu.

Izzy: Elbette. Arkadaşlar bugünler içindir. Ayrıca geçen mücadelede seni eletmiştim, yani bunu yaparak sana iyilik etmiş olucam.

Sadie: Yardımını gerçekten de taktir ediyorum. Gerçekten.

Izzy: Biliyorum.

Izzy söyledi.

Izzy arı kovanına doğru ilerledi. Elini arı kovanına doğru soktu ve anahtarı aldı ama üzerinde tamamen arılar vardı.

Izzy Sadie'nin yanına geldi.

Izzy: İşte, al bakalım Sadie.

Izzy Sadie'ye anahtarı verdi.

Sadie anahtarı alacakken arılar Izzy'in üzerinden çıkıp Sadie'yi kovalamaya başlarlar.

Sadie çığlıklar eşliğiyle oradan kaçmaya başlar.

Sadie: Aaaaaaaahhhhhhh!

Izzy: Bol şans Sadie.

Izzy arkadaşına el salladı.

Sadie iskeleye doğru koştu ve suya atladı.

Izzy sonrasında Sadie'ye hafiften endişeyle baktı.


Confessional

Izzy: Sanırım Sadie'yi arı yemi yaptım...

Izzy gergin bir şekilde kıkırdadı.

Izzy: Affedersin Sadiee!

Izzy özür diledi.

Confessional

Sadie arılar tarafından ısırılmış görünüyordu.

Sadie: Evet... arılar beni fena hakladı.

Sadie itiraf etti.

Sadie: Izzy'i suçlamıyorum ama...-

Sadie: Aauucchhh! Canım çok acıyorrr!

Sadie acıyan yanağına dokunarak söyledi.

Confessional End


Sahne mağarada ayının esnediğini gösterdi. Ayının boynunda anahtar vardı. Ayı sonrasında yere uzanıp uyudu.

Owen gergin bir şekilde ayıya baktı.


Confessional

Owen: Ayının uyuması iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi?

Owen sordu.

Owen: İyi tarafı bana saldırmayacak ama kötü tarafıysa ayıdan anahtarı almak zor olacak...

Owen söyledi.

Confessional End


Owen: Pekala Owen, bunu yapabilirsin. Amcanla çıktığın orman macerasını hatırla.

Owen kendi kendine söyledi.


Confessional

Owen: Pekala, bir keresinde amcam ile ormana çıkmıştık.


(Geriye Dönüş)

Küçük Owen ve amcası ormanda görülür. (Çizim şekli farklı)

Owen: Birlikte balıklar tutup şekerlemeler yemiştik.

Küçük Owen ve Amcasının balık tutup, ateşte marshmellow yakıp yediğini gösterir.

Owen: Sonrasında karşımıza kocaman bir ayı çıktı.

Küçük Owen ve amcası kocaman bir ayı görürler.

Owen: Sonrasında ayıya tüfekle vurmaya çalıştık.

Küçük Owen ve Amcası ayıya tüfekle vururken görülürler.

Owen: Ayı, atışlarımızı atlattı. Amcamın menzili bitmişti ama benim hala son bir tane menzilim vardı.

Owen: Ayıya dimdik baktım. O an için sadece ikimizden birisi hayatta kalacaktı. Ya o ya da biz.

Owen: Sonrasında tüfeğimle ayıya vurdum.

Küçük Owen tüfekle ayıya vurur. Ayı yere düşer ve ikisi de sevinirler.

(Geriye Dönüş Biter)


Owen: Sonrasında da ayının kanını yüzümüze sürerek onu andık...

Owen: Eğer o zamanda bunu başarabildiysem şimdi de bunu başarırım! Şimdiyse Owen zamanııı!

Owen söyledi.

Confessional End


Owen yavaş adımlarla ayının yanına yaklaştı.

Owen keskin bakışlarla ayıya baktı. Artık korkmuyordu.

Owen yere uzanarak anahtarı ayıdan almaya çalıştı ama ayı eliyle anahtarı kapattı.

Owen nazikçe anahtarı ayıdan almaya çalıştı ama sonrasında ayı Owen'a sarıldı

Owen: Olamazz...

Sahne Izzy'i gösterir.

Izzy kartına bakıyordu. Kartında yılan resmi vardı.

Sonrasında karşıya bakar. Çıngıraklı yılanı görür. Anahtar oradaydı.

Izzy: İşte burada.

Izzy yılanın yanına gitti.

Izzy: Merhaba küçük dostum, nasılsın?

Izzy yılana sordu. Sonrasında yılana doğru yaklaştı.

Izzy: Awww ne kadar da tatlıymışsın!

Izzy yılana iltifat ettikten sonra yılan onun kafasını ısırır.

Izzy: Çok ta vahşiymişsin!

Izzy söyledi. Sonrasında da bayıldı.

Heather bayılan Izzy'i görür.

Heather: Bunun için vaktim yok. Courtney'i bulmam lazım.

Heather söyledi.


Confessional

Heather: Planım Sadie'nin hoşuna gitmeyeceği için Courtney'i bulmak istedim. Ayrıca Courtney bu plan için çok uygun.

Confessional End


Sahne Bridgette'i gösterir.

Bridgette hala anahtarı arıyordu ve resmindeki şeyi hala bulamamıştı.

Courtney sörfçü kızı görüp yanına doğru koşar.

Courtney: Hey, yardıma ihtiyacın var mı?

Courtney sordu ama bunu sorarken sırıttı çünkü Bridgette'in onsuz bir şey yapamayacağını biliyordu.

Bridgette ona yanıt vermedi.

Courtney: Hadi ama, cidden mi? Hala Eva'yı oyladığım için kızgın mısın?

Courtney sordu.

Courtney: Bu sadece bir oyun, biliyorsun!

Courtney arkadaşına söyledi.

Bridgette sonunda konuşmaya karar verdi.

Bridgette: Evet biliyorum ama bu diğer takımdakileri örgütlemeni değiştirmiyor! Eva'nın bir tehdit olduğunu kabul ediyorum ama o benim hala arkadaşım. Senin aksine o en azından benimle sorunlarını konuşabiliyor ve benden kaçmıyor. Belki de ondan birkaç bir şey öğrenmelisin.

Bridgette sert sözlerinden sonra Courtney'in yanından ayrıldı.

Courtney Bridgette'in söyledikleri şeyler karşısında şaşkındı.


Confessional

Courtney: Benimle nasıl böyle konuşabilir?

Courtney şaşkınlıkla ve hafiften öfkeyle sordu.

Courtney: Ben onun arkadaşıyım ve ondan kaçtığım yok! Ayrıca Eva zaten eninde sonunda elenecekti. Bu yüzden bana çemkirmesine gerek yok.

Courtney söyledi.

Confessional

Bridgette: Bana o an ne oldu bilmiyorum ama... Courtney ilk tanıdığım kızdan çok uzak... onu seviyorum ama yanlış yola sapmasından endişeleniyorum...

Bridgette endişeyle söyledi.

Confessional End


Sahne Courtney'i öfkeyle yürürken gösterir.

Courtney: Bunu yaptığına inanmıyorum. Üstelik ona yardım etmeye çalıştığım halde!

Courtney öfkeyle söyledi.

Courtney: O neden çok...-

Courtney yürürken bir taşa takılıp düşer.

Courtney: Ughhh! Aptal taşş! Her zamanda beni bulur zatennn!

Courtney agresif bir şekilde söyledi.

?: Gerçekten mi? Bir taşa mı bağırıyorsun?

Courtney arkasına döndü.

Courtney: Heather? Burada ne yapıyorsun?

Courtney sordu.

Heather: Seninle önemli bir konuda konuşmam gerekiyor.

Heather söyledi.

Courtney: Tamam ama yerden kalkmama yardım edebilir misin?

Courtney sordu.

Heather: İyi tamam.

Heather elini CIT kızına uzattı. Courtney Heather'ın elini tutarak ayağa kalktı.

Courtney: Teşekkürler.

Courtney teşekkür etti.

Heather: Dert etme.

Heather söyledi.

Courtney: Peki burada mı konuşucaz?

Courtney sordu.

Heather: Burada bizden başka kimse yok değil mi?

Heather sordu.

Courtney: En son Bridgette vardı ama o da gitti.

Heather: Güzel, şimdiyse konumuza gelelim.

Heather: Gwen ve Trent resmi olarak çift oldular.

Courtney: Awww, onlar adına sevindim ama onların çift olmasıyla ne alakası var?

Courtney sordu.

Heather: Çok safsın biliyorsun değil mi?

Heather sordu ama kesinlikle siniri bozuktu.

Courtney: Hayır ama onların söyleyeceğin şeyle ne alakası var acaba?

Courtney sordu.

Heather: Konumuz onlar ve planımız onları ayırmak.

Courtney: Bekle, ne? Neden?

Courtney şaşkınlıkla sordu.

Heather: Çünkü bir çift demek onların çok güçlü bir ittifaka sahip olduğu anlamına gelir. Ayrıca Trent ve Gwen'in cebinde Leshawna da var. Leshawna ve Bridgette birbirleriyle iyi anlaşıyor. Trent'in de diğer adamlarla arası iyi. Onların birlikteliği yüzünden ikimiz çabucak elenicez.

Heather açıkladı.

Heather: Şimdi sana soruyorum. Bu kadar çabuk elenmeyi istiyor musun istemiyor musun?

Heather sordu.

Courtney gergin görünüyordu.


Confessional

Courtney: Elbette ki elenmek istemiyorum ama bir çifti de ayırmak istemiyorum. Onlar gayet iyi insanlar ve... bunu yapmak yanlış geliyor...

Courtney söyledi.

Courtney: Ama bunu yapmazsam da Heather'ın dediği gibi elenen 2. kişi olacağım.

Courtney söyledi.

Courtney: Ben buraya ikinci elenmek için gelmedim! Eğer bu elenmemi engelleyecekse öyle olsun! Gwen ve Trent yakında ayrılacaklar!

Courtney kararlı bir şekilde söyledi.

Confessional

Heather: Courtney'i ikna etmek kolay. Akıllı bir kız ama aklını iyi kullanamıyor. Sosyal yetenekleri zayıf ve biraz güven sorunları var.

Heather: Neyse ki ona yerleştirdiğim güvensizlik toprakları çok iyi işe yaradı da şuan için işime yarıyor.

Heather söyledi.

Confessional End


Courtney: Elbette ki elenmek istemiyorum! Buraya boşuna gelmedim!

Courtney kararlılıkla söyledi.

Heather: İşte görmek istediğim ruh bu!

Heather etkilenmiş bir şekilde söyledi.

Courtney: Pekala, şimdi ne yapacağız? Planın ne?

Courtney sordu.

Heather: Planım şu, sen Trent adına bir aşk mektubu yazıyorsun ve mektubu Gwen'in bulabileceği bir yere koyuyorsun. Sonrasında Gwen mektubu okuyup çağırdığımız mekana doğru gidecek. Sonrasında devreye ben gireceğim ama bana haber vermen gerekecek. Onun gelip gelmediğini görmem lazım çünkü.

Courtney: Sonrasında Trent'i öpüp Gwen'in bunu görmesini mi sağlayacaksın?

Courtney sordu.

Heather: İşi iyi kavradın zeki kız.

Heather söyledi.

Courtney: Tamam o zaman. Ben mektubu yazmaya gidiyorum. Sana sonrasında haber vereceğim.

Courtney söyledi.

Heather: Bekliyor olucam.

Heather gülümsedi.

Courtney başını sallayarak ayrıldı. Heather şeytani bir şekilde sırıttı.

Sahne Leshawna'yı gösterir.

Leshawna kırık köprüden anahtarını almaya çalışıyordu.

Timsahlar Leshawna'yı yemek istiyorlardı. Anahtar da bir bardağın içindeydi ve onların ortasındaydı.

Leshawna dikkatli bir şekilde hareket etse de o timsahlardan kesinlikle korkuyordu.

Sahne Courtney'i gösterir. Elinde Gwen için yazdığı aşk mektubu vardı. Kızlar kulübünde kimsenin olup olmadığına bakıyordu.

Courtney: Pekala, kimse yok. mektubu Gwen'in yatağına koyup derhal buradan çıkacağım.

Courtney: Bu tamamen çocuk oyuncağı olucak.

Courtney aşk mektubunu Gwen'in yatağına bıraktı.

Courtney: Tamamdır, şimdiyse buradan çıkma zamanı...-

Gwen: Bir saniye sonra geliyorum.

Trent: Tamamdır. Seni bekliyor olucam güzelim.

Courtney Gwen'in sesini duyunca şaşırır ve hemen yatağın altına saklanır.

Gwen içeriye kızarmış olarak girdi. Trent ile çift olduklarından beri çok mutluydu. Sanki klasik kızlar gibiydi. Çok mutluydu.

Gwen yatağındaki mektubu fark etti.

Gwen: Bu da ne?

Gwen sordu. Sonrasında da mektubu aldı.

Yatağın alt tarafındaysa birkaç hamam böceği Courtney'in üstüne konar. Courtney çığlık atmamak için dudağını ısırdı ve gözlerini kapattı.

Gwen mektubunu okumaya başladı.

Gwen: "Küçük bir sürpriz için saat 5'te utanç iskelesinde buluşalım mı? Sevgiler Trent"

Gwen gülümsedi.

Gwen: Ohh, ne tatlı. Buluşma için sabırsızlanıyorum!

Gwen söyledi.

Yatağın altındaysa bütün hamam böcekleri Courtney'in üzerindeydi.

Gwen mutlu bir şekilde kulübeden çıktı. Mektubuyla birlikte yürümeye başladı. Sonrasında bir çığlık duydu. Courtney sonunda dayanamamış olacak ki kulübün kapısını kırarak üstündeki hamam böceklerini atarak oradan kaçtı.

Courtney: Aaaaaaaaahhhhhh!

Gwen şaşırdı ama sonrasında umursamadı. Buluşma için çok heyecanlıydı. Mektubuna sarılarak gülümsedi.


(Reklam Arası)

Chef mutfakta neşeyle tatlı yapıyordu. Tatlı neredeyse hazırdı. Chef tatlıyı pişmesi için fırına koydu. Chef o sırada midillilerle ilgili bir rüya görürken Heather'ın gizlice o tatlıyı aldığı görülür. Heather ip eşliğiyle yukarıya doğru çıkar. Chef uyandıktan sonra fırına bakar ve tatlısını göremez ve ağlamaya başlar.

Çatı tarafındaysa Heather ve Sadie tatlıyı yiyorlardı. İki kızda neşeyle tatlıyı yiyip gülümsediler. Sonrasındaysa ekrana bakıp baş parmakla onayladılar.

(Reklam Arası Biter)


Sahne denizi gösterir. Martı suda yüzerken timsah martıyı anında yer.

Sahne tuvaleti gösterir.

Geoff tuvaletin içinde işkence çekiyordu.

Geoff: Sevdikleriniz adına bana yardım edin! Anahtarımı bulamıyorum!

Diğer taraftaysa Courtney ve Heather tuvaletin diğer tarafında durdukları görülür.

Heather: Pekala, sen Trent'i bana gelmesi için yönlendir. Bende o sıra ağlamış numarası yapacağım.

Courtney: Tamam.

Heather: Ayrıca Gwen'in gelmesi durumunda bana işaret vermeyi unutma.

Courtney: Merak etme Heather, bana güvenebilirsin.


Confessional

Heather: Courtney'e güvenmek istiyorum. Eğer güvenimi boşa çıkarırsa bu onun sonu olucak. Bunu sadece söylüyorum.

Confessional End


Sahne Leshawna'yı hala timsahlardan anahtarı almaya çalışırken gösterir.

Leshawna: Tanrımm, bu işkence ne zaman bitecek?

Leshawna sordu.

Leshawna sonrasında aşağıya baktı. Güvenli bir pozisyon bulmuştu.

Leshawna: Tamam o zaman, şimdi atlama zamanı.

Leshawna atladı ve anahtarını aldı ve sonrasında timsahlarla dövüşmeye başladı.

Diğer taraftaysa Courtney Trent'i arıyordu.

Courtney: Trent nerede olabilir?

Courtney kendi kendine sordu.

Sonrasında Trent'i gördü.

Courtney: Hey Trent!

Courtney Trent'e el salladı ve onun yanına doğru koştu.

Trent: Merhaba Courtney.

Trent selamladı.

Courtney: Nasılsın? Anahtarını bulabildin mi?

Courtney sordu.

Trent: Evet, peki ya sen?

Courtney: Bende öyle.

Courtney anahtarını göstererek söyledi.

Trent: Bunu duymak güzel.

Courtney: Evet... öyle...

Courtney üzgün bir şekilde söyledi.

Trent: Courtney, bir şey mi oldu?

Trent kıza sordu.

Courtney: Şey, aslında evet... Heather iskelede ağlıyor ve kendisini iyi hissetmiyor.

Trent: Ohh...

Courtney: Benimle gelebilir misin? Onu böyle üzgün görmek istemem.

Trent: Şeyy... takımca ondan hoşlandığımız söylenemez ama sanırım ona katlanabilirim.

Trent omuz silkti.

Trent: O zaman iskeleye mi gidiyoruz?

Courtney: Evet öyle.

Trent: Tamam o zaman. Hadi gidelim.

İkisi gittiler.


Confessional

Trent: Yalan söylemicem, Heather'dan hoşlandığım pek söylenemez ama bir kızın üzgün olmasına içim el vermiyor.

Trent söyledi.

Confessional

Courtney: Heather kesinlikle benimle gurur duyacak.

Courtney sırıtarak söyledi.

Confessional End


Sahne Heather'ı iskelede gösterir. Trent ve Courtney'i bekliyordu.

Heather: Nerede kaldılar?

Heather saatine bakarken sordu.

Heather: Ughh, o küçük eğitim danışmanına güvenemeyeceğimi biliyordum!

Heather kendi kendine söylendi.

Diğer taraftaysa Courtney ve Trent iskeleye yaklaşmışlardı.

Courtney: İşte orada, onunla kendin konuşsan daha iyi olur.

Courtney Trent'e söyledi.

Heather Trent'i gördükten sonra rolü için tahta direğe gidip sahte bir şekilde ağlamaya başlar.

Trent: Tamam o zaman. Onunla konuşacağım.

Trent Courtney'e söyledi.

Courtney samimi bir şekilde Trent'e gülümsedi.

Courtney: Sen iyi bir adamsın.

Trent Heather'ın yanına giderken Courtney sırıttı.


Confessional

Courtney: Trent'e iyi adamsın derken yalan söylemiyordum. Onunla iş birliğinde falan olmasam onunla muhatap bile olmazdım bile.

Courtney itiraf etti.

Confessional End


Trent: Heather iyi misin?

Trent kraliçe arıya sordu.

Heather: Ben şey... yok bir şey...

Heather sahte ağlamaklı bir tonda söyledi.

Trent: Belli ki bir şey olmuş, anlat.

Heather sırıtır ve sonrasında "derin" bir nefes alır.

Heather: Bak, ben burada mızmız kız olmak istemiyorum ama işte...

Heather Trent'e döner.

Heather: Gwen bana çok kötü davranıyor ve ben bunun nedenini bilmiyorum...

Heather "ağlamaklı" bir şekilde söyledi.

Trent: Şey, sende ona kötü davranıyorsun. Belki ona kötü davranmayı kesersen o da sana kötü davranmayı keser.

Heather: Ama... Gwen bana ilk günden beri kötü davranıyor ve... artık buna dayanamıyorum...

Heather "ağlamaklı" bir şekilde söyledi.

Heather: Sanırım kendimi elemeliyim ve Lindsay'in yanına dönmeliyim... eğer benimle hala arkadaş olmak isterse...

Heather "ağlamaklı" tonunu daha da artırarak söyledi.

Sonrasında tahta direğin karşısında "ağlamaya" başladı.

Trent: Gwen'i tanımaya çalışmak zor, o sert bir kız ama bu onu havalı yapan unsurlardan biri.

Trent sondaki cümleyi hayranlıkla söyledi.

Heather öfkeyle göz devirdi ama neyse ki Trent bunu görmedi.

Trent: Ama sakın kendini bunun için üzme.

Trent Heather'ın omzuna teselli vermek amacıyla söyledi.

Heather Trent'e sarılır.

Heather: Senin de ona destek olduğunu duyunca gerçekten de çok şaşırdım... ne de olsa senin hakkında da korkunç şeyler söyleyip duruyor!

Heather "ağlamaklı" bir şekilde söyledi.

Trent: Bekle, ne?

Trent şaşkınlıkla Heather'a baktı.

Heather: Hay aksi...

Heather yanlış bir şeyi söylemiş gibi yaparak şaşırmış gibi yaptı. Sonrasında da kısa süreli de olsa sırıttı.

Trent: Ne demek istiyorsun?

Trent sordu. Sonuçta yeni kız arkadaşının bunu yapmadığına inanmak istiyordu.

Heather iç çekti.

Heather: Ben... bunu söyleyeceğim için çok ama çok özür diliyorum ama... lütfen bundan kimseye bahsetme tamam mı?

Heather korkuyla sordu. Sanki bu söylenirse öldürülecekmiş gibi.

Trent: Tamam...?

Heather: Pekala... Gwen geçen haftaki takımlar oluşmadan önce bizlere yani bana Leshawna'ya Sadie'ye ve hatta Beth'e bile itiraf etti. Senin varlığına bile tahammülü yokmuş, senin her şeyin ama her şeyin tamamen klişeymiş.

Trent şaşırdı.

Heather: Müziğin de iğrençmiş ve sana sırf yarışmada daha da yükselmek için yanaşıyormuş. Hatta Sadie bana sizin şu tatil köyüne gittiğiniz haftada kuaföre gittikleri zaman da itiraf etmiş. Hatta Eva bu yüzden elenmiş. Yani Courtney bunu duyunca diğerlerine bu yüzden Eva'yı oylamalarını söyledi çünkü aranızın bozulmasını istemedi.

Trent duydukları karşısında şoka girmişti. Yoksa tatil köyü sırasında da Gwen kendisine yalan mı söylemişti? Yani Eva bunu ifşa etmemesi için mi oylanmıştı? Courtney'e teşekkür mü etmeliydi yoksa başka bir şey mi demeliydi bilmiyordu ama genel olarak Gwen'in söyledikleri şey karşısında şoka girmişti.

Trent: Ama bu doğru olamaz... o benim müziğimi çok sever. Tatil köyündeyken yazdığım şarkıyı bile okumuştu...

Trent: Aramızda özel bir şeyin olduğunu sanıyordum... onu seviyordum... hem de çok...

Trent hayal kırıklığıyla söyledi.

O sırada Gwen neşeyle mektubunu tutarak geliyordu.

Courtney ağacın dalına oturmuş bir şekilde görülüyordu.

Courtney Gwen'in onların yanına doğru yaklaştığını görünce kuş sesi çıkarmaya başladı. (Yanına bazı kuşlar da geldi vkgkgk)

Heather işareti duymadı ve Trent'e döndü.

Heather: Sana sadece oyun için yanaşıyor. Hepimizi kandırdı o...

Heather: Ama sen o kadar iyisin ki ona daha fazla kanmanı istemiyorum!

Heather "ağlamaya" başladı.

Trent: Ben... bunca zamandır benden hoşlandığına inanmıştım...

Trent kalbi kırılan bir adam gibi söyledi. (Helpp!)

Trent: Müziğim o kadar mı kötü?

Trent kırgın bir şekilde Heather'a sordu.

Heather başını sallayarak onayladı.

Courtney: Gaahh, gaaahh, gaaahh!

Courtney kuş taklidi yaparak bağırdı.

Heather bunu fark etti ve Trent'e baktı.

Heather eliyle Trent'in yüzüne dokundu.

Heather: Gwen senin müziğini iğrenç buluyor olabilir ama bence sen çok yeteneklisin canım.

Trent: Teşekkürler?

Trent hafiften kızararak söyledi.

Heather sonrasında Trent'i öptü.

Trent öpücük konusunda şaşkındı ama bir o kadar da üzgün olduğu için gözlerini kapadı.

Gwen mektupla oraya yaklaştı ve...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

Sonrasında onları gördü!

Gwen gözleri yaşlı bir şekilde sevdiği adamın kraliçe arı tarafından öpüldüğünü gördü.

Gwen mektubu yere düşürdü ve ağlayarak mektubu ezip orayı terk etti.

Heather ve Trent biraz daha öpüştükten sonra Trent geriye doğru çekildi.

Sonrasında Trent başıyla kırık kalbini tutarak Heather'ın yanından ayrıldı. (Trent'in giderken ki göz yaşlarını görebilirsiniz)

Heather planının işe yaramasından dolayı sırıttı.

Sahne uçurum tarafını gösterir.

Sonrasında sahil tarafına geçiş yapar.

Trent kalbi kırık bir şekilde oraya gelip diz çökerek kumlara defalarca kez vurur.

Trent: Ohhh! Ohhh! (Hafif ağlama sesleri)

Diğer taraftaysa Gwen iskelenin kenarındaydı. Gwen diz çökerek yere vurup ciğerlerinden gelen tüm güçle birlikte çığlık atıp ağlıyordu.

Gwen: Aaaaaaaaaaaahhhh! Aaahhaaaaahhaaaaaaaaa! (Çığlık ve ağlayış sesi)


Confessional

Gwen: Pislik!

Confessional

Trent: Beni kandırdı!

Confessional

Gwen: Hani aramızda...-

Confessional

Trent: Bir şey vardı?

Confessional

Gwen: Heather gibi bir pisliği öptüğüne inanamıyorum!

Confessional

Trent: Müziğimi kötü bulduğuna inanamıyorum...

Confessional

Gwen: Ama sanırım...-

Confessional

Trent: Aramızda olan şeyler konusunda yanılmışım...

Trent iç çekti.

Trent: Gwen'in benim için doğru kız olduğunu sanmıştım ama... bunda ne kadar da çok yanıldığımdan haberim yokmuş!

Trent kızgın bir şekilde söyledi.

Confessional End


Sahne mağarayı gösterir.

Ayı hala uyuyordu. Owen anahtarıyla ayının burnunu gıdıklamaya çalışıyordu.

Owen: Hadiii... kalk, kalk...

Ayı sonrasında anahtarı koklar ve Owen'ın kafasını ağzına getirir.

Owen: Ohh hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır hayır...

Sonrasında ayı uyanır ve Owen'a dik dik bakar.

Owen: Şimdi Sıçtımmm...

Owen korkuyla söyledi.

Diğer taraftaysa Leshawna kulübeye doğru yürüyordu. Sonunda o anahtarı almayı başarmıştı. Mutluydu ve gururluydu da. Ama bu gururlanma kısa kesildi çünkü Leshawna kulübenin içerisinde birinin ağlama sesini duydu.

Leshawna hemen içeriye girdi ve Gwen'in yastığa sarılmış bir şekilde ağladığını gördü.

Leshawna: Oh hayırr...

Leshawna Gwen'e yaklaştı.

Leshawna: Tatlımm, sana ne oldu?

Leshawna en yakın arkadaşına sordu.

Gwen kafasını kaldırdı ve Leshawna'ya baktı.

Gwen: Leshawna? Sana ne oldu? Her tarafın çizikler içinde.

Leshawna: Tatlım, sen bir de o timsahları görecektin.

Leshawna anahtarını sallayarak söyledi.


(Geriye Dönüş)

Sahne Leshawna'nın timsahlarla dövüştüğünü gösterir.

Leshawna: Haaaaaayyaaahhhh!

Leshawna timsahlardan birisine sert bir yumruk attı.

Birkaç dakika sonra timsahlar yerdeydi.

Leshawna: İşte Leshawna hayvanların icabına böyle bakar!

Leshawna sırıtarak timsahlara söyledi.

(Geriye Dönüş Biter)


Leshawna ana gülümsedi ama sonrasına arkadaşının ne kadar üzgün olduğunu gördü.

Leshawna: Onu bir kenara bırakacak olursak...

Leshawna en yakın arkadaşının yanına oturdu.

Leshawna: Sana ne oldu tatlım? Kim üzdü seni böyle?

Leshawna sordu.

Gwen: Sana ne olduğunu anlatayım...

Gwen: Trent beni saat 5'te iskelede buluşmaya davet etti. Bende çok heyecanlandım sonuçta artık çift olduk ve...-

Leshawna: Kızımmm çift mi oldunuz? Ne araaa?

Leshawna sordu.

Gwen: 1-2 saat oluyor.

Gwen cevapladı.

Gwen: Neyse, ben o buluşmaya gittiğimde... Heather ve Trent'in öpüştüklerini gördüm!

Gwen son cümleyi söyledikten sonra yastığına kapanarak ağlamaya başladı.

Leshawna anlatılanlara inanamıyordu. Trent Gwen'i o fahişe kılıklı karıyla aldatmıştı. Leshawna öfkeyle yumruklarını sıktı.

Leshawna: Ohh! Bunu yapmadı!

Leshawna öfkeyle söyledi.

Leshawna: Tatlım, ben dışarıya çıkıp diğerlerine o orospu evlatlarını oylamalarını söyleyeceğim. Sen iyi olacak mısın?

Gwen: Sanırım...

Gwen ağlamaklı bir şekilde söyledi.

Leshawna en yakın arkadaşına acıyarak baktı.

Sonrasındaysa öfkeyle kulübeden çıktı.

Leshawna: O orospu çocukları bu adadan siktir olup gideceklerr!

Leshawna: Kimse benim kız kardeşime bulaşamazz!

Leshawna koşarken söyledi.

Sahne tuvaletin içinde Leshawna'yı gösterir.

Leshawna: Geoff, Heather'ı eleyebilmemiz için senin oyuna ihtiyacımız var.

Geoff: Neden?

Leshawna: Çünkü Heather, Gwen'in sevgilisi Trent'e pençelerini geçirmiş.

Geoff: Neee?

Geoff şaşkınlıkla sordu.


Confessional

Geoff kokuyordu.

Geoff: Dostum, Trent'in Gwen'i aldattığına inanamıyorum!

Geoff: Hem de Heather ile! Bu korkunç bir şey!

Geoff hafif öfkeyle söyledi.

Confessional End


Sahne Leshawna'yı ağaçta olan DJ'i gösterir.

Leshawna: DJ, Heather'ı eleyebilmemiz için senin oyuna ihtiyacımız var.

DJ: Neden?

Leshawna: Çünkü Heather, Gwen'in sevgilisi Trent'e pençelerini geçirmiş.

DJ: Neee?

DJ şaşkınlıkla sordu ve sonrasında ağaçtan düştü.

DJ: Aaahh! Acıdı!

DJ acıyan poposunu tutarken söyledi.


Confessional

DJ: Trent'in bunu yaptığına inanmıyorum. Bunu Katie'ye asla yapmazdım!

DJ söyledi ve sonrasında kızardı.

DJ: Katie, eğer bunu görüyorsan diye söylemek istiyorum. Seni özledim bebeğim.

DJ kız arkadaşına el salladı.

Confessional End


Sahne Izzy ve Sadie'yi ormanın bir başka yerinde sohbet ederken gösterir.

Izzy: Sonrasında şöyle dedim.

Izzy: Raw raw raww!

Sadie kıkırdadı.

Sadie: Izzy bu çok komikti.

Sadie arkadaşına söyledi.

Izzy: Biliyorum.

Sonrasında Leshawna onların yanına gelir.

Izzy: Hey Leshawna! Naberrr?

Leshawna: Konuşmak için zaman yok. Bu Heather'ı eleyebilmemiz için ikinizin oyuna ihtiyacımız var.

Sadie: Neden?

Sadie sordu çünkü arkadaşını elemek istemiyordu.

Leahawna: Çünkü Heather, Gwen'in sevgilisi Trent'e pençelerini geçirmiş.

Sadie And Izzy: Neee?

İki kız da şaşkınlıkla sordu.

Sadie: Ama bu nasıl olur? Heather hiç böyle şeyler yapmazdı.

Izzy: Belki de onu iyi tanıyamadın ha?

Izzy tahminde yürüttü.

Leshawna: Eğer Heather dokunulmazlığı kazanırsa Trent'e de oy verebilirsiniz. Sonuçta Trent te Gwen'i aldattı.

İki kız birbirlerine şaşkın bir şekilde bakarlar.


Confessional

Sadie: Tanrı aşkına bugün neler oluyor böyle?!

Sadie sordu.

Sadie: İlk olarak o vızıldak arılar yüzünden anahtarımı kaybediyorum ve şimdiyse de Heather ve Trent birbiriyle mi sevişiyor?!

Sadie: Sizin sorununuz ne?!

Sadie öfkeyle sordu.

Confessional

Izzy: Dürüst olmak gerekirse bunu beklemiyordum ama Heather gibi bir kötünün bunu yapması şaşırtıcı değil.

Izzy omuz silkti.

Izzy: Asıl soru şu. Eğer ikisi de dokunulmazlık kazanırsa kimi oylıcaz?

Izzy sorduğu soruyu düşündü.

Izzy: Bir dakika bekle. Dokunulmazlığı sadece 1 kişi kazanabilir. Yani her şekilde bu ikisinden birisinin bu adadan oylanacağı anlamına gelir!

Izzy hafif şaşkınlıkla kendi sorusunu cevapladı.

Izzy: Tanrımm, ne kadar da zekiyim böylee!

Izzy kendi zekasını övdü.

Confessional End


Sahne Bridgette'i gösterir. İpucunu arıyordu.

Bridgette: Nerede şu tavşan?

Bridgette kartına baktıktan sonra tavşanı gördü ve gülümsedi. Tavşanın yanında anahtar da vardı.

Bridgette: Evett, işte bu!

Bridgette tavşanın yanına yaklaştı.

Bridgette: Hey küçük dostum. Nasılsın?

Bridgette tavşana sordu.

Bridgette: Eğer senin içinde sakıncası yoksa senden anahtarı alabilir miyim...-

Bridgette rica etmesi bitmeden tavşan sörfçü kıza kükredi.

Bridgette korkudan ağaca tırmandı ve oraya tutundu.

Leshawna ağacın yaprak bölümünden belirir.

Leshawna Bridgette'e fısıldamaya başlar.

Leshawna: Heather'ı eleyebilmek için oyuna ihtiyacımız var Gwen'in sevgilisi Trent'e pençelerini geçirmiş.

Chris: (Hoparlörden) Pekala kampçılar, 10 dakika sonra ateşim başında olun. Anahtarlarınızla gelin.

Leshawna ve Bridgette birbirlerine bakarlar.


Confessional

Leshawna: Ben üstüme düşeni yaptım. Herkese o iki yüzlü pislikleri anlattım. Bu gece ikisinden birisinin sonu kesin geldi.

Confessional End


Sahne Geoff'i anahtarıyla oturmuş bir şekilde gösterir.

Hepsi ondan uzak duruyordu çünkü Geoff o tuvalet yüzünden leş gibi kokuyordu.

Geoff: Dostlar...?

DJ: Üzgünüm kardeşim ama kendimizi daha çok düşünüyoruz, alınma.

Daha sonrasında Izzy ve Sadie gelir.

Izzy: Hey millet, bu koku da ne böyle?

DJ: Sadece Geoff. Anahtarını tuvalette aldı.

Izzy: Ohh, bu çok havalı! Ama benimki kadar değil.

DJ: Seninki nasıldı ki?

DJ sordu.

Izzy: Bir yılandan anahtarımı almaya çalıştım. Hem anahtarımı aldımz hem de yılanı.

Izzy yılanı çıkardı.

Sadie: Izzy! Hani onu bırakmıştın?!

Sadie arkadaşına hesap sordu.

Izzy: Hadi ama Sadie. O sadece zararsız bir yılan. Ayrıca o çok sevimli. Değil mi bay yılancık?

Izzy yılana sordu. Sonrasında yılan Izzy'in kafasını ısırdı.

Hepsi şaşırır.

Sadie: Izzyy!

Izzy: Bakın! Bay yılan beni öptüü!

Izzy sevinçle söyledi ve sonrasında bayıldı.

Chris: (Korsan aksanıyla) Eveett! Şimdiyse sıra değerli definelerinize kavuşmaya geldi! Anahtarları kapacak kadar şanslı olanlar öne çıksın bakalım.

Chris sandıkları göstererek söyledi.

Diğerleri sandıklara koşarken anahtarsızlar orada öylece dururlar.

Sadie diğerlerine bakar.

Sadie: Mümkün değill! Sizin de mi anahtarlarınız yok?

Sadie sordu.

DJ: Evet... Leshawna bana konuşmayı yaptığı sırada ağaçtan düştüm ve anahtarı kaybettim.

Bridgette: Yani anahtarın uçtu, öyle değil mi?

Bridgette sordu.

DJ: Evet öyle oldu.

DJ yanıtladı.

DJ: Peki ya senin nasıl oldu Bridgette?

DJ sörfçü kıza sordu.

Bridgette: Pekala, benimki tavşanın kükremesi sonucu anahtarım uçup gitti. O kükreme o kadar çok güçlüydü ki neredeyse ağaca kadar tırmanacaktım.

DJ: Vayy... iyi ki tavşancığım orada değilmiş.

Sadie: Sahi, senin tavşanın nerede?

Sadie hayvan sever adama sordu.

DJ: O... şey... nasıl desem...

DJ bahane bulmaya çalıştı ama sonrasında gerçeği söylemeye karar verip iç çekti.

DJ: Yapımcılar onu benden aldı ve bana anneciğime götüreceklerine dair söz verdiler. Umarım orada iyidir.

Sadie: Eminim öyledir.

Sadie destek amaçlı DJ'in omzuna dokunarak söyledi.

Sahne Izzy'nin sandığını açmasını gösterir.

Izzy: Hey, mürekkepli kalem! Ne zamandan beri buna ihtiyacım vardı benim!

Izzy mürekkepli kalem kutusuna sarılarak söyledi.

Trent: Sen bir çeşit yazar filan mısın?

Trent sordu.

Izzy: Öyle de diyebiliriz.

Izzy yanıtladı.

Diğer taraftaysa Owen sandığını açmaya çalışıyordu.

Owen: Hadi ama açıl artık!

Owen zorlayarak sandığı açmayı başardı.

Owen: Evett!

Owen sandıktan çıkanı aldı.

Owen: Cips ve çikolata mı?

Owen ayıya baktı.


Confessional

Owen: Ödül güzel görünse de o ayıdan çıkmak için bunu yapmam lazımdı.

Ayı hırladı.

Owen: Afedersin...

Owen ayıdan özür diledi.

Confessional End


Owen: Hey dostum, cips ve çikolata sever misin?

Owen ayıya sordu.

Ayı gözlerini onaylar anlamında kırptı.

Owen: O zaman beni bırakman karşılığında sana bunları versem nasıl olur?

Owen sordu.

Ayı sonrasında Owen'ı tükürdü ve Owen'dan çikolatayla cipsi alıp kaçtı.


Confessional

Owen: Woohhooo! Sonunda özgürüm!

Owen sevindi.

Owen: Ama olan cips ve çikolataya oldu.

Owen üzüntüyle söyledi.

Confessional

Ayının Owen'dan aldığı cips ve çikolatayı yerken görülür.

Belli ki çikolatayla cips lezizdi.

Ayı ağzını yalayarak gülümsedi ve cipsten yemeğe devam etti.

Confessional End


Sahne Gwen'in sandığı açtığını gösterir.

Gwen: Tost makinesi ha?

Heather sandığını açar.

Sandığından, içinde cilt bakım malzemelerinin yanı sıra dokunulmazlık kartı da barındıran bir sepet çıkar.

Heather: Aaah, bak sen şu işe. Sepetimin içinde bakım ürünlerinin yanı sıra içinden dokunulmazlık kartı çıktı.

Heather diğerlerine göstererek söyledi.

Bridgette ve DJ ona kızgın görünürken Sadie neşeyle arkadaşıma bakar.

Sadie: Tebrikler Heatherr!

Heather: Teşekkürler.

Heather gülümsedi ama samimiydi.

Sahne Trent'in sandığını açtığını gösterir.

Trent: Hey, içinden en sevdiğim aromada sodalar çıktı.

Trent sodaları görünce gülümsedi.

Leshawna elindeki abajurla ona dikkatle bakarken Courtney elindeki akordeonla Trent'e gülümseyerek bakar.

Sahne Geoff'in sandığını açtığını gösterir.

Geoff: Ne bu?

Geoff sordu.

Courtney Geoff'in yanına gitti.

Courtney: Bir bakayım.

Courtney Geoff'in elindeki şeyi alıp inceler.

Courtney: Bu Claver parfümü. Bu parfümle tüm berbat kokuları yok edebilirsin.

Courtney açıkladıktan sonra parfümü Geoff'e uzattı.

Geoff: Mikroplu suyun içine bir şişe parfüm için mi girmişim yani?

Geoff öfkeyle sordu.

Geoff: Güzeelll!

Geoff söyledi.


Confessional

Geoff: Pekala, bu parfüm nasılmış bir görelim.

Geoff parfümden biraz sıkar ve sonrasında etrafı koklar.

Geoff: Sanırım kokunun biraz azaldığını hissedebiliyorum!

Geoff gülümsedi.

Geoff: Dostum! Bu parfüm çok iyi ve kesinlikle buna değdi!

Geoff baş parmağını kaldırarak söyledi.

Confessional End


Bridgette: Geoff, o parfümden biraz bırak. Ne olur ne olmaz diyeden.

Bridgette uzaktan Geoff'e seslenir.

Geoff: Tamamdır Bridge. Senin için her şey.

Bridgette kızarır.

Sahne hepsinin sandıklarını açtıklarını gösterir.

Leshawna'nın elinde abajur vardı ve kesinlikle bundan hoşlanmamıştı.

Courtney'in elindeyse bir akordeon vardı.

Gwen elindeki tost makinesine bakıyordu.

DJ Gwen'in tost makinesine bakıyordu.

Izzy mürekkepli kalem kutusunu tutuyordu.

Sadie de ona bakıyordu.

Heather cilt bakım ürünlerine bakıyordu.

Owen Trent'in sodalarına bakıyordu.

Bridgette ise Geoff'in parfümüne ama biraz uzak durmaya çalışıyordu çünkü hala kokuyordu.

Chris: Umarım herkes istediği defineye kavuşmuştur. Hatta daha fazlasına. Ve şimdiyse görevlerinizi yapıp içinizden birine oy vererek adadan gönderin. Sonrasındaysa kamp ateşi başında görüşelim tek gözlerr!

Chris "korsanca" hareketler yapar.


Confessional

Leshawna: Sanırım Trent'in ipi bu gece kesinlikle çekildi.

Confessional

Owen: Duyduklarıma göre birileri yanlış bir şey yapmış.

Owen: Ama o bana sodalarından birisini verdi ve... onu oylamak istemiyorum...

Owen nazlanarak söyledi.

Owen: Ama kime oy verebilirim bilmiyorum...

Owen kararsız bir şekilde söyledi.

Confessional

Geoff: Yanlış yaptın dostum. Bu hiç hoş değildi.

Confessional

DJ: Anneciğin bunu yaptığını gördüğünde ne düşünecek kim bilir?

Confessional

Bridgette: Başka seçeneğimiz yoktu. Üzgünüm.

Bridgette özür diledi.

Confessional

Sadie: Biliyorum, herkes Trent'e oy verecek ama ona oy vermek istemiyorum.

Sadie söyledi.

Sadie: Elbette ki yaptığı çok yanlıştı ama onunla iyi arkadaş olduk. Ayrıca bazı danışmanlarının gitme zamanı geldi de geçiyor bile.

Confessional

Izzy: Heather dokunulmazlığı kazanarak kendisini elenmekten kurtardı ama ne yalan söyleyeyim, Trent'e oy vermek istemiyorum. Sanırım oyumu Courtney'e vericem. Zaten bugün biraz kabaydı.

Izzy omuz silkti.

Confessional

Courtney: Üzgünüm Trent ama kişisel bir şey değildi. Sadece oyunda kalmak için seni feda ettim.

Courtney söyledi.

Confessional

Trent: Burada çok fazla arkadaş edindim. Hiçbirini oylamak istemem.

Trent söyledi.

Trent: Gwen'i bile...

Trent iç çekti.

Trent: Biliyorum, müziğimi berbat buluyor falan ama yine de kalbime söz geçiremem ben... onu hala seviyorum...

Confessional

Gwen kimi oylayacağı konusunda çok kararsızdı.

Gwen: Ben... her şeye rağmen Trent'i oylamak istemiyorum. Bu yüzdem oyum Courtney'e.

Gwen: Kişisel bir şey değil. Sadece seninle daha az samimiyiz ve Heather dokunulmazlığı kazandığı için.

Confessional

Heather tırnaklarına bakıyordu.

Heather: Artık oyuna iyiden iyiye ısındığıma göre o ezikleri keman gibi çalabilirim.

Heather kötümcül bir şekilde ağzını eliyle kapayarak kıkırdadı.

Confessional End


Sahne herkesi eleme töreninde gösterir.

Chris: İşte herkesin beklediği o an geldi. Gerçeğe dönme zamanı. Marshmellow zamanı!

Chris elindeki marshellow tepsisini gösterir.

Owen: Yeeeyyyy! Marshmellow'lar geri döndü!

Geçen ki eleme töreninde marshmellow'ların tükenmesine üzülen Owen bu sefer marshmellow alabileceği için çok mutluydu.

Chris: Biliyorsunuz, kimin elinde Marshmellow bulunmazsa elendiği anlamına geliyor.

Heather gülümser.

DJ Geoff Bridgette Owen ve Sadie marshmallow'lara bakarlar. Kameralar bu 5 yüzün gergin bir şekilde marshmellowlara bakarken gösterir.

Chris eline bir tane marshmellow alır.

Courtney biraz gergin görünürken Heather güvende olduğunu bildiği için gülümsüyordu.

Leshawna ve Gwen kraliçe arıya dik dik bakarlar.

Izzy ve Trent gülümsüyorlardı ama Trent'in eleme adayı olduğundan haberi yoktu...

Chris: Heather, Izzy, Geoff, DJ, Bridgette, Sadie, Leshawna, Gwen, Owen! Sizler güvendesiniz!

Chris saydığı kişilere marshmellow'larını attı.

Courtney ve Trent kendileri hariç herkesin marshmellow aldığını fark ederler.

İkisi de şaşırır. Courtney bu olayda masum taraf kaldığını sanıyordu, son 2'de olmak kendisini oldukça şaşırttı.

Trent ise herkesle iyi anlaştığını düşündüğü için şaşırdı. Sonuçta herkesle iyi anlaşıyordu, neden kendisine oy versinlerdi ki?

Trent: Huh? Nee?

Trent ve Courtney birbirlerine baktılar.

Chris: Trent ve Courtney. İkinizden birisi bu gece aramızdan ayrılıyor olacak.

İkisi korkuyla birbirlerine baktılar.


Confessional

Courtney: Nasıl oy alabilirim? İnsanlar hala Eva'yı elediğim için bana kızgınlar mı?

Courtney endişeyle sordu. Eğer Heather ile yaptıkları plan yüzlerinde patlarsa buna değmeyecekti bile.

Confessional

Trent: Courtney'in son 2'ye kalmasını anlıyorum ama neden ben?

Trent sordu.

Trent: Herkesin beni sevdiğini sanıyordum. Ayrıca burada ihanete uğrayan benken neden Gwen yerine ben varım?!

Trent endişeyle sordu.

Confessional End


Chris: Son marshmellow'u alan kişii...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

...

Courtney!

Courtney büyük bir rahatlamayla marshmellow'unu aldı.

Trent şaşkındı. Elenmişti.

Trent: N-Neee?

Trent etrafındaki insanlara baktı.

Trent: Ama... insanların beni sevdiğini sanıyordum? Nasıl olur?

Trent üzüntüyle sordu.

Leshawna: Eskiden öyleydi ama şimdiyse gitme zamanın geldi!

Trent: Leshawna, ne diyorsun sen? Arkadaş olduğumuzu sanıyordum?

Trent sordu.

Leshawna: Eskiden öyleydik ama sen büyük bir yanlış yaptın. Şimdiyse o küçük oyunlarını alıp geldiğin yere dönebilirsin Frendyy!

Trent: Nee? Ama... ben herkesle aramın iyi olduğunu sanıyordum. Hem de hiçbir şey yapmamışken.

Heather: Sanırım yanılmışsın canım.

Heather sırıtarak gitarcı çocuğa söyledi.

Gwen meselenin kimden çıktığını anlayınca şaşırdı ve öfkeyle kraliçe arıya baktı.

Gwen: Umrunda bile değil, değil mi?!

Gwen öfkeyle sordu.

Heather: Hey, ben sadece oyuna uydum.

Bridgette kraliçe arıya öfkeyle baktı.

Bridgette: Ama bunu yapmadan da oynayabilirdin Heather.

Bridgette söyledi.

Courtney: Belki de bazı şeylerin bir oyundan ibaret olduğunu anlamalısın Bridge.

Courtney sörfçü kıza söyledi.

Bridgette şaşırdı ve üzüntüyle başını eğdi.

Heather Bridgette'e sırıttı.

Sadie endişeyle onlara baktı.

Trent: Neyse ne, zaten benim müziğimi iğrenç buluyormuşsun ya! Bir de beni oyun için kullanıp beni severmişsin gibi davranıyormuşsun!

Gwen: Bu da nereden çıktı?

Trent: Kimden çıktığı önemli değil. Eğer öyle buluyorsan neden bunu bana söylemedin?

Trent kalbi kırık bir şekilde Gwen'e sordu.

Gwen: Trent, bunları asla sana söylemem çünkü öyle değilsin. Sen hayatımda gördüğün en harika kişisin. Müziğine bayılıyorum, seninle olmayı seviyorum çünkü beni mutlu ediyorsun. Ayrıca bazen seni çiziyorum ve bazen de birlikte olursak yapacağımız şeyleri çiziyorum. Mesela yıldızları izliyoruz veya sen bana gitar çalmayı öğretiyorsun falan.

Trent: Ohh...

Gwen: Bunu sana o mu söyledi?

Gwen Heather'ı işaret ederek sordu.

Trent: Evet o söyledi...

Trent söyledi.

Trent: Ona inanmak istemedim ama... bana ne oldu bilmiyorum. Kalbim çok kırıldı ve... onu öpmek bile istememiştim. Beni zorla öptü ve... ben sanırım işleri batırdım...

Gwen: Trent...

Gwen Trent'in elini tuttu.

Gwen: Sen hiçbir şeyi batırmadın. Heather seni kandırdı ama yine de bana attığı iftiralara inanmamaya çalıştın. Değil mi?

Trent: Evet öyle. Ayrıca buna inanmak bile istemedim.

Gwen: Ohh Trent...

Trent: Ayrıca, nasıl elendim ben?

Trent sordu.

Leshawna: Bana kız. Buna ben ön ayak oldum. Herkese seni veya Heather'ı oylamalarını söyledim. Özellikle Heather için söyledim ama...-

Heather: Ama bu akşam ben dokunulmazlım. Bu da demek oluyor ki zavallı Trent'çiğimizz...

Owen: Eleniyor...

Owen üzüntüyle mırıldandı.

Leshawna: Ohh oyuna geldik desene...

Leshawna Gwen'e baktı.

Leshawna: Üzgünüm canım...

Leshawna arkadaşından özür diledi.

Gwen: Olamazzz!

Gwen elini yüzüne koyarak söyledi.

Trent: Önemli değil, olan oldu bitti artık. En azından aramızda artık sorun yok, öyle değil mi?

Trent kız arkadaşına sordu.

Gwen: Evett... aramızda hiçbir sorun yok.

Trent: Güçlü kal ve sonuna kadar savaş, ikimiz için.

Gwen gözleri hafiften dolu bir şekilde erkek arkadaşına baktı.

Trent: Seni evden izleyip tezahürat yapacağım.

Gwen gülümsedi.

Gwen: Awww Trentt...

İkisi öpüşmek için yakınlaştılar ve ikisi de öpüştüler.

Courtney ve Heather hariç hepsi öpüşmeden etkilenmişe benziyorlardı.

All Campers: (Gwen Trent Heather ve Courtney hariç) Awwwwwww!

Owen: Çok tatlılar!

Sadie: Tıpkı Duncan'la ben gibi...

Geoff Bridgette'in elin tuttu. Bridgette parti adamına gülümsedi.

Courtney diğer tarafa baktı. Biraz suçluluk duyuyordu.

Heather ise göz devirdi.

Chris onların yanına gelir.

Chris: Pekala Trent. Gitme zamanın geldi oğlum.

Trent iç çekti.

Trent: Pekala, sanırım buraya kadarmış. Herkesi özlicem.

Trent herkese söyledi.

Sahne Trent'in utanç iskelesinde yürüyüp tekneye bindiğini gösterir.

Trent Gwen'e gülümseyip onu işaret edip baş parmak kaldırır (orijinalde ne yaptıysa o) sonrasındaysa kız arkadaşına el sallar.

Gwen de aynısını yapıp erkek arkadaşına el sallar.

Sonrasında gözleri yaşlı bir şekilde elini sallamaya devam eder.

Leshawna en yakın arkadaşına destek amaçlı omzuna dokunur.

Diğer taraftaysa Courtney dahil herkes Trent'e el sallıyorlardı.

Heather: Burada kalmayı çok isterdim ama bugün çok uzun gündü ve hemen duşa girmeliyim.

Heather diğerlerine söyledi.

Heather: Hepinize aferin.

Heather gitmeden önce söyledi.

Leshawna ona dik dik bakar.

Leshawna: Bu kızın bir derse daha ihtiyacı var gibi görünüyor...

Leshawna mırıldanarak söyledi.

Sahne Heather'ın duş aldığını gösterir.

Duşun diğer tatafındaysa Leshawna vardı.

Leshawna boruya lağım suyu koyuyordu.

Leshawna: İşte bu biraz onu daha iyi temizler.

Leshawna sonrasında boruya bant yapıştırdı ve duşa giden suyu açtı.

Leshawna: Hadi bakalım, iyi yarayacak mı?

Borudaki lağım su ilerler ve su Heather'ın yüzüne gelir. (Bol bir şekilde)

Heather: Aaaahh! Bu da ne? Lağım mı bu? Ahh ne bu böyle?

Leshawna: İşte ben buna lağımlı duş derim!

Leshawna onu işaret edip güldü

Heather: Aaaaahhh!

Leshawna kahkahalarla oradan uzaklaştı.

Heather: Yeterrr! Birisi bana yardım etsinn! Aaahhhaaaahhaaaaa!

Sahne Gwen'i iskelede üzgün bir şekilde gösterir.

Sonrasında Leshawna Gwen'in yanına gelir.

Leshawna: Tatlım, bu gece benimle birlikte karavanımda kalıyorsun.

Gwen: Gerçekten mi?

Gwen sordu.

Leshawna: En azından sana borcumu ödemeliyim kızım.

Leshawna arkadaşına söyledi.

Gwen: Teşekkürler Leshawna. Sen iyi bir arkadaşsın.

Leshawna: Sende öylesin kızım.

İki yakın arkadaş birbirine sarılırlar ve sonrasında birlikte iskeleden ayrılırlar.

Daha sonrasında ekran kararır.


Votes:

Trent: Courtney Heather Leshawna Bridgette DJ Geoff

Courtney: Sadie Trent Gwen Owen Izzy

Elimination Order

24- Ezekiel
23- Owen
22- Noah
21- Cody
20- Izzy
19- Tyler
18- Lindsay
17- Justin
16- Duncan
15- Katie
14- Beth
13- Harold
12- Eva
11- Trent

Merge: Sadie Heather Courtney Geoff DJ Leshawna Gwen Bridgette Owen Izzy

Note 1: Herkese merhaba millet. Bölüme sonunda başlayabildim. Bölümün ilk 2 dakikaya yakın kısmını bitirdim. Leshawna Izzy sahnesi çoktan planlanmıştı ama uzun zamandır yazılmayınca bazı şeyler değişti falan filan. Onun dışında Gwent sahnemiz var. Bizdeki Gwent daha farklı olduğu için Gwen'in confessional'ini yeniden yazmak zorunda kaldım. Ayrıca Trent'e de bir confessional ekledim. Onun dışında Chris'in topu ateşlediği şeyin ismini defalarca kez araştırdım çünkü ismini bilmiyordum. Başka yazarların yazdığı my way bölümlerine baktım. O sahnedeki o şeyin ismine baktım ama hepsi benim dilime çevrildiğinde anlamsız bir sonuç çıkıyordu. Bu yüzden bende birkaç arkadaşıma sordum. Onlarda bazı değişik şeyler söylediler. Sonrasında knowunity'e sordum ama bana saçma sapan cevaplar verdi! Neyse, sonrasında Google'da birkaç dakikalık araştırma sonucu o aletin ismini öğrendim. Aslında çok fazla var ama çeviride nasıl görünür bilmiyorum. Diğer isimleri şu şekilde;

"cebel topları, sahra topları, balyemez topu, dağ topu, havan topu, karabina topu ve kamış topu"

Bende balyemez olanı seçtim çünkü o daha mantıklı geldi. Diğeri biraz garipti...

Her neyse, yarın bayram olduğu için ne kadar yazarım bilmiyorum ama bazı bölümlerde yaptığım gibi anlık notlar bırakacağım. Bu daha iyi oluyor çünkü söylemeyi planladığım şeyleri anında söyleyebiliyorum.

Izzy'in karavanı daha ileriye çekmeyi planladığı kısmı önceki klipte yazamadım çünkü nereye yazacağımı bilemedim yani araya sıkıştıramadım. Bu yüzden bu biraz saçma gelirse üzgünüm ama durum böyle. Izzy o karavanı daha ileriye çekerek Leshawna'nın karavanını kurtarmış oluyor. Bunu başka bir yazarda görmüştüm. Rock ve Dakota'nın çift olduğu fici yazan kişiye kredi veriyorum, en azından o kısım için :))

Şimdilik söyleyeceğim bir şey yok. Diğer notta görüşürüz :))

Note 2: Pekala, Courtney'e yapacağım sahneyi araya sıkıştırmayı başardım. Sadie hafiften kötü gibi görünse de Courtney'dsn gerçekten de intikam almak istiyor. Ayrıca şöyle söyleyeyim, Sadie, sadece Katie'nin intikamını alacak çünkü Duncan meselesine o kadar da kızgın değildi ama Katie tamamen Courtney yüzünden haksız yere elendiği için onun için intikam alması daha mantıklı. Başka söyleyeceğim bir 3 yok. Diğer notta görüşmek üzere.

Note 3: Pekala, şuan da bölümün yarılarına geldim. Heather planı anlattı. Courtney bu bölüm biraz daha satır alıyor ve diğer sezonlardaki Courtney'e dönüşüyor. Elbette ki onu tamamen kötü yapmak istemiyorum ama yapmazsam bazı sıkıntılar yaşanır. Ayrıca Hearher'ı biraz daha kötüleştirdim. Diğer bölümlerde sanki biraz melek gibi kaldığı için onu biraz daha kendisi gibi yazmaya çalışıyorum. Sadie Izzy'in tatlı anın yanı sıra Gwent sonunda resmiyete geçti. Ayrıca bu Trent'in son Confessional'leri olacağı için ona Cody referansı verdim. Gereksiz confessional referansı. Yani saçma sevinmeler. Owen'ın ep 6'daki hikayesini buna da eklemek istedim. Çünkü neden olmasın? Beth'in hikayesi ile Owen'ın hikayesi bir değildi. Owen bunu süsledi ama Beth tam olarak öyle yapmadı. Onun dışında önemli kısımları nasıl yazacağımı bilmiyorum ve Courtney ve Bridgette arkadaşlığını dengede tutmak istiyorum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum...

Her neyse, şimdilik yazacağım not bu kadar, diğer notta görüşürüz!

Note 4: Pekala, sonunda büyük olayı yazmayı bitirdim. Gwen ve Trent'in confessional'lerini daha da uzattım. Ayrıca bölümü tekrardan kontrol edicem. Bazı gereksiz kelimeleri veya cümleleri yeniden düzenlicem veya silicem. Onun dışında Trent'i daha iyi yazdığımı düşünüyorum. Orijinaldeki Trent daha güvensizdi. Yani Gwen hakkında "bunu yapmaz, bunu yapmasına imkan yok" düşüncesi yoktu. Bunda biraz daha var. Courtney ve Heather bölümde çok öne çıktılar, acaba kaç satırları oldu? Onun dışında reklamı nasıl buldunuz? Bence tatlıydı :)) Ayrıca bu bölüm sanırım en uzun bölüm olucak çünkü p4'e geçmeye az kaldı. Daha bölümün 12 dakikası falan anca bitti.

Gwen ve Trent ilişkisinin bitiş anını izlemek beni üzdü. Sanırım bunu Gwen bakış açısından izlemek üzücü geldi. Bunu sakın o kullanıcıya söylemeyin! Ama benim yazdığım Trent versiyonu da üzücüydü, acaba kim gidecek? 5. Notta görüşürüz :))

Note 5: Sonunda bölümü bitirebildim. Tamı tamına 5 gün sürdü ama sonunda bölümü bitirmeyi başardım! İlk olarak oylamada Trent kılpayı elendi. Belli ki onu seven insanlar onu gerçekten de elemek istememiş. Sadie zaten Courtney'i sevmiyor. Owen ve Izzy Trent'i oylamak istemiyor ve Gwen ve Trent ise rastgele kişiye oy vermek istediler ve o da Courtney olduğu ortaya çıktı LoL. Onun dışında Leshawna'nın hala karavanı var. Bence karavanın yok edilmesi aptalca bir fikirdi. Leshawna o karavanı kazanmak için çok emek harcadı. Onun dışında bu bölüm Trent Gwen Heather Courtney ön plandaydılar. Bazı yerlerde Leshawna da ön plana çıktı ama o kadar da çok değildi. Aslında elemeyi değiştirmeyi düşünmedim de değil ama Gwen ile çok ama çok küçük bir planım daha var. Onun final 5'te olacağının garantisini sizlere veremeyeceğim, üzgünüm. Her neyse, bu bölümü yeniden düzenliyip öyle yayınlıcam çünkü bölümü yazmaya kendimi zorladım ve gerçekten de çok uzun oldu. Sanırım bu en uzun bölüm oldu!

Onun dışında bunun için ne klip yazabilirim bilmiyorum, belki Gwen ve Leshawna'yla ilgili veya Courtney Bridgette veya... Chef ve Trent olabilir. Her neyse, daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü bu bölüm beni fazlasıyla yordu. Başka bölümlerde görüşmek üzere, sizleri sevdiğimi sakın unutmayın!

Note 6: Bölümü 10k yapmayı başardım! Woohhhooo! Her neyse eklemeyi unuttuğum küçük bilgiler var. İlk olarak Bridgette kendi anahtarını alamama nedenini diğerlerine yalan söyledi. Leshawna'nın Trent için Frendy demesi... onun nedenini unuttum ama bence güzel bir takma isim ;)) Onun dışında bölümdeki bazı kelimeleri, yazım şekillerini falan hep düzelttim. Bölümü yarın paylaşıcam. Paylaştığımda yorum yazmayı unutmayın. Ep 17'de görüşürüzzz!